Kestane Balının Yeni Bir Faydası Daha Keşfedildi

0
692

TRABZON – Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ)  Fen Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevgi Kolaylı, kestane balının değerinin tespiti amacıyla deney hayvanları üzerinde yaptıkları  araştırmalarda karaciğer hastalarını tedavi ettiğini, hepatit hastaları için de alternatif ilaç potansiyeli taşıdığını belirlediklerini söyledi.

Prof. Dr. Sevgi Kolaylı
Kolaylı, kestane balının, tıbbı niteliği yüksek ballar  kategorisinde dünya çapında öne çıktığını anlattı.

Gevşek kıvamlı ve koyu renkli balın antioksidan ve antimikrobiyal  açısından zengin olduğuna dikkati çeken Kolaylı, “Kestane balının değerlerinin  belirlenmesi amacıyla deney hayvanları üzerinde yaptığımız araştırmalarda,  karaciğer hasarlarını tedavi ettiğini, hepatit hastaları için alternatif ilaç  potansiyeli bulunduğunu tespit ettik. Şu an bu türün diğer tıbbi değerlerini ortaya çıkartacak bilimsel araştırmalarımız devam etmektedir. İnanıyorum ki bu kestane balı, kanserden korunmak için de alternatif olacaktır” diye konuştu.

Kolaylı, türün kendine has kokusu ve aromasıyla tanındığını  vurgulayarak, şunları kaydetti: “Bir kaşık kestane balı tüketimi, diğer balların 3-4 kaşık tüketimine  eşdeğer. Araştırmalar, Yeni Zelanda’nın meşhur Manuka balından daha yüksek antimikrobiyal özelliğe sahip olduğunu göstermiştir. Kestane balı kahvaltılık olarak ya da gün içerisinde uygun dozlarda tüketilebilir. ‘Bal tüketmeyin, baldan uzak durun’ söylemleri çok yanlış tutumdur. Arı ürünleri, Allah’ın helal kıldığı  gıda ürünleridir. Tüm enerji kaynağı gıdalar gibi balda dengeli  şeklide  tüketildiğinde insanlar için şifadır. Biyolojik olarak diğer emsallerine göre  konsantre bir ürün olan kestane balı, yara ve yanıkların tedavisi gibi birçok  hastalığın alternatif doğa ilacıdır. Bundan dolayı ‘doğal antibiyotik’ olarak da adlandırılmaktadır.”

“Kestane Kanseriyle Mücadele Edilmeli”

Kolaylı, son yıllarda kestane ağaçlarında kanser tehlikesi olduğuna dikkati çekerek, ağaç zararlılarıyla mücadele konusunda çalışılması gerektiğini  dile getirdi. Kestane balına ilginin her geçen yıl arttığını belirten Kolaylı, şöyle  devam etti: “Kestane ormanlarının gerek korunması ve gerekse de ağaç sayısının  artırılması konusunda toplumda farkındalık oluştu. Bunun daha da çoğalması  gerektiğini düşünüyorum. Kestane, sadece balıyla değil, ürünü, ağacı ve peyzajıyla da çok değerlidir. Ülkemizde kestane balıyla ilgili yapılan bilimsel  çalışmalar desteklenmelidir. İnanıyorum ki bu bal, dünyada önemli tıbbı ballar  arasında yerini alacaktır. Ürünün gelecek nesillere sağlıklı aktarılabilmesi için  bu konuda mutlaka çalışmalar yapılmalıdır. Bu konuda ilgili birimlere ve  arıcılıkla uğraşanlara ciddi görevler düşüyor. Üretim yapılan bölgelere yeni  fidanlar dikilmeli ve üretimin arttırılması sağlanmalıdır.”

Arı yetiştiriciliği yapan Yalçın Erdoğan da kestane balına yurt içi ve  dışından tüketicilerin ilgi gösterdiğini aktardı. İlçedeki bin 500 dönümlük kestane ormanında üretim yaptıklarını  belirten Erdoğan, “Kestane ormanının yoğunluğu, balın kalitesini üst düzeye  çıkarmaktadır. Geçmiş yıllarda arıların saf kestane çiçeklerinden ürettiği bal,  yara ve yanıklarla amansız hastalıkların tedavisinde kullanılırmış. Bu bal  Allah’ın bir mucizesi ve kaynaklara göre de şifası oldukça fazla” ifadesini  kullandı.