Bir Penguen Öyküsü ve Artvin

0
885

Benzetemediniz değil mi?

Penguenle Artvin’in bir ilgisi yok zaten. Karga, çulluk, keklik, bıldırcın, karakuş falan deseniz doğru da, denizi olmayan Artvin’de penguen ne arasın. Kaldı ki, sıcak denizlerde yaşayan bir kuş türü de değil.

Ne öyleyse!..

Patagonya’yı bilirsiniz ya da duymuşsunuzdur. Sözünü edeceğimiz penguen öyküsü oradan. Ben de bir yerlerden okumuştum, ilginç geldi, sizinle paylaşayım istedim. Deniyor ki;

“Macellan pengueni, 5 yıl önce kendisini petrolden kurtaran işçiyi her yıl ziyaret ediyor.

Patagonya’da bir Macellan pengueni, bulandığı petrolü temizleyerek hayatını kurtaran Brezilyalı adamı ziyaret etmek için her yıl göç yoluna kısa bir mola veriyor ve yoluna devam etmeden önce insan arkadaşının yanında bir süre kalıyor.”

Bu haberi okuyunca biz de kalakalıyoruz işte!..

Penguenler her sene binlerce kilometre kuzeye, daha sıcak yerlere göç eden kuşlar. Beş yıl önce, emekli bir inşaat ustası olan Joao Pereira de Souza, Brezilya’daki evinin yakınında petrol ziftine bulandığı için yerinden kımıldayamayan bir pengueni alıyor, evine götürüyor, temizliyor ve tedavi olana kadar, normal sağlığına dönene kadar balıkla, karidesle besliyor, adını da Jingjing koyuyor. Jingjing gücü kuvveti yerine gelip sağlığına kavuştuktan sonra, Joao onu denize, kendi doğal ortamına bırakıyor.

Buraya kadar her şey doğal. Sonrası çok ilginç!..

Bir sonraki yılın göç zamanı, Penguen Jingjing, bu kez sağlıklı olarak geliyor Joao’nun yanına. Bir dost ziyareti, bir teşekkür ziyareti yapıp yeniden sürdürüyor göç yolunu. Haber, beş yıldır bu olayın gerçekleştiği biçiminde ve gerçekten oldukça şaşırtıcı…

*

Gelelim bu öykünün Artvin’le olan ilgisine!..

Son günlerde yaşananları biliyorsunuz. Artvin insanı kendi bölgesini; dağını, ağacını, suyunu, doğasını korumak için müthiş bir dayanışma ve direnç örneği sergiliyor. Dünyanın hemen her yerinde devlet vatandaştan ormanı korurken, Artvin insanı ormanı devletten koruma çabası içine giriyor. AKP, polisle, jandarmayla Artvin insanına saldırıyor, Cerattepe’yi ve Artvin’i yok etme pahasına para kazanma açlığındaki bir firmaya yol veriyor. Yaptığı ayak oyunlarıyla, aldatmacalarla o direnişi kırmaya çalışıyor.

Bilmeyenler için, artık bir özdeyiş haline gelen deyimi yinelemek istiyorum. Derler ki;

“Artvin’e gelen ağlar, giden de ağlar!”

Ne demektir bu!

Artvin’e gelen bir devlet memuru, burada geçirmesi gereken yılların zor olacağını, Artvin’de yaşamın zor olduğunu daha ilk gün görür. Aradan aylar geçer ve Artvin insanı, kendi sıcaklığı ve konukseverliğiyle, gelen konuğuna zorlukları da, yalnızlığını da unutturur. “Giden de ağlar” deyimi bu nedenledir…

*

Ne değişmiştir peki?

Konukları için böyle düşünen Artvinli, ne olmuştur da;

“Abi orada yemek yeme. Oranın sahibinin eşi polis!” noktasına gelmiştir?

Ne değişmiştir de Artvin’deki esnaf, başka bir geliri de olmamasına karşın polislere satış yapmak istememektedir?..

Ne değişmiştir de, ev ve işyerlerini polislere, onların eşlerine kiralayan Artvin insanı, “acil boşaltma talimatı” göndermeye başlamıştır?..

Yakından tanırım, ciğerini bilirim Artvin’in ve Artvin insanının. Bir Artvinli için “Vefa” sözcüğü İstanbul’da bir semt adı değildir. Kendisini seveni sever, kendisini sayanı sayar. Aç olanın karnını doyuramıyorsa, kendisi de onunla birlikte aç kalır. Adam satmaz, kimseyi yarı yolda bırakmaz, kimseye arkadan saldırmaz, sırtından hançerlemez. Bu yapımızı bilmeyenler, delikanlılık yıllarımızda yaptığımız kavgaların yeri olan Kolorta’nın neresi olduğunu, ne anlama geldiğini sorup öğrensin derim ben ve AKP egemenlerinin olur olmaz yerlerde söylediği;

“Sabrımızı zorlamasınlar” söylemini Artvin insanı için düşünsün…