Bitmeyen krizin sebebi hileli seçimler

0
660

Ateş İlyas Başsoy

 

AKP yıllardır hileli seçimler yapıyor. Seçimlerde birkaç puanlık hileler, seçim sonuçlarını kökten değiştiriyor. Hile yapıldıkça da ekonomik sorunlar baskılanıyor ve sonunda bir noktada patlıyor.

Yakın geçmişten örnekler vereyim:

2014 yerel seçimlerinden AKP muazzam bir zaferle çıktı. Beş büyük ilin dördünde seçimi kazandı.

Bunların içinde Ankara’da seçim açık hileyle kazanıldı. Halk Melih Gökçek’den memnun değildi. Mansur Yavaş kısa bir süre içinde en şüpheci insanların dahi beğenisini kazanmıştı. Ama bu seçim “sahte CHP’li, gerçekte AKP’li” sandık görevlilerinin çevre ilçelerdeki olağanüstü manüplasyonu ve son anda YSK’ye yapılan baskınla kıl payı oy farkıyla yine Gökçek’de kaldı.

Eğer bu hile yapılmasaydı ne olurdu? Diğer tüm seçimleri aynı olsa bile Ankara’nın kaybı, AKP’yi alarma geçirirdi. Bu kayıp Türkiye genelinde AKP’nin kendine çeki düzen vermesi için bir işaret sayılırdı.

Olmadı. Hile ile gelen sonuç, hile ile yapılan bir balkon konuşmasına yol açtı.

Hemen ardından Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde medyada Doğan Grubu, araştırmada Konda şirketi tehdit mi, rüşvet mi, her ikisi birden mi bilmediğim yöntemlerle kıskaca alındı. Muhaliflerin algısını kırmak için Doğan Medya’nın tüm unsurları seçime bir hafta kala “Laikler oy kullanmayacak, çünkü hepsi tatilde” diye açık bir yalan haberi defalarca yayınladılar ve seçimi üç gün kala Konda isimli araştırma şirketi “Sandığa gitmenize gerek yok, RTE zaten %58” diye bir araştırma servis etti.

O seçimde kazanmanın tek yolu, CHP seçmeninin bir kısmının sandığa gitmesini engellemekti. CHP seçmeninin inanacağı iki kuruluş böyle bir ihanet için “anlaştı” ve sonuçta RTE, kıl payı bir farkla ilk turda CB oldu.

Seçim ikinci tura kalsa ne olurdu? Belki yine RTE kazanırdı ama façası bir hayli çizilmiş olurdu. Bu kez karşısında “bir hiç” olan Ekmeleddin değil, RTE %49 almışken %41 almış bir Ekmeleddin olurdu. Sonucu Kurtlar ve Kürtler arasındaki denge oyunu belirlerdi.

Ama bu da olmadı. Olmayınca AKP hile ile iyice büyük bir güç kazandı.

Ardınan haziran seçimleri geldi. Bu seçimde hile bile kâr etmedi ve AKP ilk kez koalisyona mahkum kaldı. Haziranla kasım arasında hilenin tonu değişti. Buraya yazamam. Yurtdışında yaşayan bir sürgün olsam rahatça yazardım ama bu ülkede ayakta kalmaya çalışan bir insanım. Yaz(a)masam da arif olan anlar zaten.

Kasım seçimleri işte böyle bir entegre hile ile kazanıldı. Ve Türkiye’nin ekonomik, politik sorunları, çözme girişimi olmaksızın daha da kronik hale geldi.

Nihayet bugünlere geldik.

Sonuçta bunca hile, bunca pervasızlık bir işe yaradı mı?

Halkın iradesini hiçe saymak, bizzat bunun faillerine iyi geldi mi?

Haram hamurdan, helal ekmek pişer mi?

Yargıtayın, sayıştayın, anayasa mahkemesinin yok edilmesi, hayırlara vesile olabildi mi?

Hile elbette çok daha kapsamlı. Elbette her şey sadece seçim anında olmuyor… Medyayı ele geçirmek, muhalifleri susturmak, bindirme seçimler yapmak, devlet kaynaklarını popülist veya gösterişçi konulara harcamak… Hilelerin listesi burdan köye yol olur.

Burada amacım, hileleri tek tek saymak değil.

AKP, orta sağın tek temsilcisi olarak, şu ankinden belki sadece biraz oy farkıyla; birçok belediyeyi ve genel yönetim erkini elinde tutarak buraya yine gelebilirdi.

Ama denetim korkusunu her an ensesinde hissetse, bunca pervasızlık ve yanlış karar daha ilk andan yapılmazdı.

Adalet herkese gerek. Kontrol herkese gerek.

Eski bir reklamda söylendiği gibi: Kontrolsüz güç, güç değildir.