CHP Artvin Merkez İlçe Başkanı Şahin: Hayır Daha Bitmedi!

0
635

ARTVİN-CHP Artvin Merkez İlçe Başkanı İlyas Şahin 16 Nisan 2017 tarihinde gerçekleşen Anayasa değişikliği halk oylamasının ardından vatandaşlara CHP Merkez İlçe Yönetimi adına,  açıklama yaptı.

Şahin açıklamasında, “Değerli Artvinliler; “16 Nisan 2017 Pazar günü Artvin ve Türkiye’de bir anayasa değişikliği halk oylaması yaptık. Öncelikle sandığa giderek vatandaşlık görevini yerine getiren tüm yurttaşlarımıza demokrasiye katkı sağladıkları için teşekkür ediyorum.

Bilindiği gibi bizler bu anayasa değişikliği teklifine, egemenliğin TBMM’den alınarak tek bir kişiye devredileceği için HAYIR dedik. Bu anayasa teklifine, gerek iktidar partisine oy veren yurttaşlarımız gerekse de diğer partilere gönül vermiş birçok yurttaşımız bizlerle aynı yönde HAYIR oyunu kullanmıştır. Evet diyen de bu ülkenin yararına olduğunu düşünüp oyunu kullandı, Hayır diyenler de. Bizler, yani HAYIR oyu kullananlar tıpkı 2010 referandumunda olduğu gibi bu değişikliğin ülkemizin yararına olmadığını düşünerek HAYIR oyu kullandık. Nasıl ki 2010 referandumunun sonuçları birkaç yıl sonra o gün HAYIR diyenleri haklı çıkardı, biliyoruz ki; bu referanduma da HAYIR diyenlerin ne denli haklı olduğu yakın gelecekte karşımıza çıkacaktır. Bu yönüyle Artvin’in 2010 referandumunda aldığı HAYIR kararı ne kadar doğru ve yerindeyse bugün de Artvin’in aldığı %60’lık HAYIR kararı, göreceksiniz ki yine son derece haklı çıkacaktır. Artvin olarak bizler bu kararı, farklı siyasi düşüncelerin, meseleye memleket meselesi olarak baktığı için aldık, söz konusu vatansa gerisi teferruattır dedik. Bu karara katkı sunan tüm Artvin halkına içtenlikle teşekkür ediyorum.

Gönül isterdi ki Türkiye, seçimlerin adil yapılıp yapılmadığı konusunda tartışmaların yaşanmadığı bir ülke olabilseydi. Biz Türkiye’nin kararının da sandıklarda HAYIR çıktığını biliyoruz. Ne kadar acıdır ki, YSK kanunda açıkça hüküm bulunan mühürsüz oy pusulası ve zarfların geçersiz sayılacağı hükmünü yok sayarak, mühürsüz oyların geçerli sayılmasına karar vermiştir. Şöyle ki; 198 sayılı seçim kanununun 98.maddesine göre mühürsüz zarf ve oy pusulaları geçersizdir. Bu durumda YSK açıkça hukuka aykırı bir karara imza atmış ve mühürsüz oy pusulaları ve zarfları geçerli sayarak ülkemizin kaderini ilgilendiren son derece önemli bir rejim değişikliğinin önünü açmıştır. Bu anlamda, referandumun HAYIR ın kazanmasına karşı aldığı skandal kararla Evet’i kazandıran YSK’yı kınıyoruz ve bu referandum sonucunun gerçekleri yansıtmadığına inanıyoruz. Milli irade tecelli etmemiş, halkın başkanlığı istememesine karşın bu rejim değişikliği millete zorla dayatılmıştır.  Bizler, ülkemizin geleceği için farklı siyasi düşüncelerden insanlar olarak, mücadelemize birlik ve beraberlik duygularımızla devam edeceğiz. Anayasalar TBMM kurulduğundan beri çok kereler değişmiştir, yine değişir. Hâkimiyetin yalnızca millette kalacağı, daha özgür, daha çağdaş, vatandaşın haklarını ilgilendiren bir anayasayı bizler gelecekte yine yapacağız.

Ülkemizde OHAL ilan edilmiş ve Fetö/PDY ile mücadele kapsamında ilan edilen bu OHAL devam etmekteyken ve ülkemizin onca sorunu varken, vatandaşın gündemi iş, aş, terör, Suriye meselesi ve huzurken, neden bu şartlar altında böyle bir anayasayı oyladık? Bu referandumun zamanlamasının son derece yanlış olduğuna inanıyoruz. Bize göre bütün yanlış zamanlama, yanlış gündem ve buna bağlı olarak eşitsiz kampanya şartlarına rağmen HAYIR sandıkta kazanmış, ama YSK’da kaybettirilmiştir. Şöyle ki; hatırlayınız Anayasa değişikliği TBMM’ye geldiği andan itibaren gece yarısı görüşmeleriyle ve Televizyonların yayın yapması engellenerek görüşüldü. Bu resmen anayasa teklifinin içeriğinin halktan gizlenmesiydi. Bunların yanı sıra görüşmeler sırasında CHP’li milletvekillerine yapılan hakaret ve saldırılarla anayasa maddelerinin görüşmeleri bitiminde oylamaya geçildiğinde, milletvekillerinin anayasa oylamasını kanuna açıkça aykırı hareket ederek açık oy kullanmak suretiyle 339 milletvekilinin kabulüyle bu teklif halk oylamasına sunuldu. Sanki yangından mal kaçırılıyordu, olanlar halktan gizlenmek isteniyordu.

Bu da yetmedi, kampanya başladığı andan itibaren iktidar devletin tüm olanaklarını kullanarak eşit şartların olmadığı bir propaganda dönemine başladı. Ülkenin her yanında açılışlar, resmi törenler vb. yüzlerce sebeple devletin olanakları kullanılarak iktidar partisince orantısız bir propaganda yapıldı. Bunun yanı sıra Cumhurbaşkanımız da tarafsızlığını hiçe sayarak ülkenin her yanında toplu açılışlar yapmak suretiyle kampanyanın tarafı oldu. HAYIR diyenler hain ilan edildi, terörist ilan edildi, ölümle tehdit edildi, hayır diyenlere ahlaka uymayan sözler söyleyenler oldu, HAYIR çıkarsa iç savaş çıkar diyenler bile oldu. Bunlar da yetmedi, devlet kurumlarında büyük baskılar, devletin önemli kademelerindeki yöneticilerin tehditleri, baskıları ve açıkça taraf olan tutumları oldu. Bunlar da yetmedi, milletin tamamının vergileri ile ayakta duran TRT son derece taraflı yayınlar yaparak müthiş bir algı yaratıldı. Diğer medya gruplarında da 1-2 tane tarafsız medya organı hariç tüm yazılı ve görsel medya, evet çıkması için seferber edildi. Bunlar da yetmedi binalara, inşaatlara, yollara, üst geçitlere, hele hele ki Karadeniz sahil yolunda, neredeyse tamamında şehitlerimizin ismi yazılı olan üst geçitlere dahi evet afişlerini astılar. Ülkenin tamamında evet diyenler rahatça propaganda yaparken HAYIR diyenlerin sesi kısıldı, propaganda yapmalarına engel olundu. Tüm bunlar bile gösteriyor ki; HAYIR gerçekten ve büyük farkla kazanmıştır ancak, kampanyasına bile izin verilmeyen HAYIR, YSK tarafından da kazanmasına rağmen skandal bir kararla kaybettirilmiş, birilerine göre atı alan Üsküdar’ı geçmiştir. Ülkemizde rejim değişikliğine karar verilecek olan bir referandumun haksızlıkla ve kıl payıyla, üstelik atı alanın Üsküdar’ı geçmesiyle değişmesini kabul etmemizi kimse beklemesin. Konu bir rejim değişikliği olduğunda, böylesine skandal bir seçim sonucu toplumda uzlaşma kültürünü yok ettiği gibi kardeşlik duygularına da zarar vermiştir. Toplumsal uzlaşma metinleri olan Anayasaların sadece bir siyasi parti tarafından hazırlanarak referanduma sunulmasını da, halkın yarısının isteyip diğer yarısının istemediği bir sistem değişikliğini de doğru bulmuyoruz.

Tüm bunlara rağmen, biz inanıyoruz ve biliyoruz ki HAYIR sandıklarda kazandı, YSK da kaybetti. Bundan sonra yapılacak olan, bir kişinin hâkimiyeti değil, Ülkemizin geleceği ve milletin hâkimiyeti için hep birlikte, tüm yurttaşlar olarak memleketin hayrına ve çocuklarımızın geleceğine dair birlik ve beraberlik duyguları içinde çalışmaya devam etmektir. Unutmayalım ki; HAYIR diyenlerin ne kadar haklı olduğu çok yakın gelecekte ortaya çıkacaktır ve bizler diyoruz ki; Tarih bazen birilerine tarihi önemde görevler yükler, bugün de tarih bizlere bu ağır sorumluluğu ve görevi yüklemiştir. Bizler de bu sorumluluğun farkında olup birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularımızla dayanışmamızı çoğaltarak ülkemizin huzurlu ve aydınlık bir geleceği için çalışmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz. Hayır daha bitmedi” dedi.