Hopaport Ülkemiz Limancılık Sektöründe Yükselen Bir Değerdir

0
574

HOPA- HOPAPORT Limanı, devlet tarafından yapılan özelleştirme ile 26 Haziran 1997 tarihinde Türkiye Denizcilik İşletmeleri’nden Park Denizcilik Ve Hopa Liman İşletmeleri AŞ’ne 30 yıl süre ile işletme hakkı devri yöntemi ile devredilmiştir. HOPAPORT Limanı Türkiye’nin özelleşen ilk limanlarında biri olma özelliğini taşımaktadır. TDİ tarafından kulanım hakkı devir sözleşmesi ile özelleştirilen 2. özel limandır. Park Denizcilik şirketi Hopa Limanı’nın işletme hakkını devir aldıktan sonra 2.000 m2 olan kapalı depolama sahasını 18.120 m2’ye, 54.000 m2 olan açık depolama sahasını 102.446 m2’ye çıkartmış forklift, stacker, yüksek kapasiteli vinç, kantar, terminal araçları ve ekipman yatırımları yaparak Hopa Limanı’nı çağdaş donanımı ve deneyimli kadrosu ile bölgenin önemli bir liman kompleksi haline getirmiştir. HOPAPORT Limanı’nda dökme yük, genel ve proje kargo, Tank Terminalinde her türlü likit akaryakıt ve sıvı yağ, Tahıl Terminalinde her türlü tahıl ürünleri, Çimento Terminalinde dökme çimento, muadili ürünler elleçlemektedir. Bunların dışında konteyner boşaltma ve yükleme, terminal, depolama, kılavuzluk işletmeciliği hizmetleri vermektedir. HOPAPORT Limanı deniz, hava ve kara sınır kapısı bulunan tek liman olma özelliğini taşımaktadır. Ayrıca Hopa Limanı Türkiye’de her türlü yüke hizmet verebilen tek limandır. Örnek vermek gerekirse pnömatik sistem ile dökme çimento, pnömatik sistem ile tahıl, akaryakıt ve petrol ürünleri, dökme ve genel kargo, Ro Ro, konteyner tahliye ve yüklemesi olmak üzere her türlü yüke hizmet vermektedir.

HOPAPORT İŞLEM HACMİNİ SÜREKLİ ARTTIRIYOR

HOPAPORT 2014 yılını 637.226 ton ‘lük işlem hacmiyle kapatan HOPAPORT, 2015 yılında sürekli kendini geliştirmesi ve yeni yeni ürünlerin limana gelmesini sağlaması ile bu rakamı %38 oranında arttırarak 878.497 ton’a çıkartmayı başardı. HOPAPORT’UN 2016 yılı hedefi 2015 yılına göre elleçleme kapasitesini %15 oranında arttırarak 1.000.000 ton yük hedefine ulaşmaktır.

HOPAPORT’un 2017 yılı hedefleri arasında konteyner taşımacılığının başlaması ve Hopa Liman’ından düzenli servislerin yapılarak ithalat ve ihracat konteyner yüklemelerinin yapılması bulunmaktadır. Liman sahasında içinde bulunan 102.000 m2 açık beton saha konteyner depolama, iç yükleme operasyonları için kullanıma hazırdır. 

HOPAPORT’a özellikle son yıllarda yoğunlaşan operasyonlarda 35.000/40.000 DWT aralığındaki dökme gemiler ve tankerler Hopa Limanı’na yanaştırılarak tahliyesi veya yüklemesi yapılmıştır.

HOPAPORT’TA YATIRIMLARIN SONU GELMEZ

HOPAPORT 2015 yılı projelerinden olan 8.500 ton kapasiteli Çimento terminali projesini 2016 yılında tamamlamış ve toplam 5 silodan oluşan tesis 2017 yılı ilk çeyreğinde hizmet vermeye başlayacaktır.

HOPAPORT’UN önemli projelerinden biri olan LPG Terminal projesinde gerekli yatırımlar yapılmış, tesis 2017 yılının 2.yarısında hizmet vermeye başlayacaktır.

HOPA-BATUM DEMİRYOLU PROJESİ

HOPAPORT Genel Müdürü Meriç Burçin Özer, Hopa-Batum Demiryolu projesini katıldığı her toplantıda gündeme getirmiş ve projenin Ülkemiz açısından hayati derecede önemini anlatmaya çalıştı. Son olarak konuya sahip çıkan DKİB’ten sonra Hopa TSO oldu ve HOPAPORT ile Hopa TSO projenin takibi ve sürekliliği için ortak protokol imzaladı.

Konuyla ilgili bilgi veren HOPAPORT Genel Müdürü Özer “Hopa-Batum yeni demiryolu hattı için bir fizibilite çalışması projesi   2004-2006  TRACECA Eylem Planında yer alması için önerilmiştir. DLH’nin yatırım programında yer alan proje kapsamında, güzergâh için teknik ve mali fizibilite çalışması devam etmektedir. Gürcistan’ın Batum ve Poti limanlan Kafkaslara ve Orta Asya’ya uzanan demiryolu ağına bağlıdır. Doğu Karadeniz limanları olan Giresun. Trabzon, Rize ve Hopa limanlan ise Türkiye’nin demiryolu bağlantısı olmayan tek bölgesidir. Türkiye bu koridorda ancak karayolu taşımacılığıyla bugüne kadar ayakta kalabilmiş ve varlığını sürdürebilmiştir. Ancak bu proje ile Kafkaslara ve Orta Asya’ya yapılan ihracatta bütün Türkiye bu yönü ile Hopa’ya bağlanacaktır. Bunun yanında Avrupa ülkelerinin nakliyesinde de bir rekabet üstünlüğü de sağlanacaktır. Bütün bunları üst üste koyduğumuz zaman Hopa-Batum arasında yapılacak bir demiryolu ile ihracat ve ithalatta ciddi bir gelişme yaşanacak, ihracatçı ve nakliye sektörü kazançlı çıkacaktır. Deniz taşımacılığında Poti ve Batum limanlarına yönelen gemiler de böylece Hopa limanını tercih edeceklerdir. Türkiye bütün bunlardan dolayı ekonomik getirişi ve değeri yüksek olan bu projeyi hayata geçirmek zorundadır” açıklaması yaptı. 

YAPILMASI DÜŞÜNÜLEN ARTVİN ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ PROJESİ

Türkiye’de OSB olmayan tek il Artvin İlidir. Bölgemizin gelişmesi adına Hopa Limanı’na yakın bir mesafede OSB’nin bir an önce hayata geçmesi çok önemlidir. Burada kurulacak bir OSB istihdam açısından bölgeye katkı sağlayacaktır. Ayrıca üretim ve ihracat konularında denizyolunun kullanılarak ve ileride yapılması düşünülen Hopa-Batum demiryolu projesi ile birleştirilmesi ile maliyet, zaman ve ürünlerin standartlarını koruyarak ulaştırılması yatırımcıya çok önemli avantajlar sağlayacaktır.

HOPAPORT SÜREKLİ GELİŞEN VE YÜKSELEN BİR DEĞERDİR.

HOPAPORT bulunduğu Coğrafi konumu ile stratejik bir öneme sahiptir. Kafkaslara açılan konumu ile bu coğrafyada oluşan ekonomik değerden ülkemizde bir pay alacaksa bunda HOPAPORT önemli bir ulaşım koridoru üzerinde bulunması nedeniyle ciddi katkı sağlayacaktır. Şu anda bunun bir kısmını, özellikle Proje Kargo yüklerinin transferinde yerine getirmektedir.

Liman sahası genişliği ve ciddi boyutta ihtiyaç duyulduğunda liman geri saha depolama olanakları da yaratılması ile HOPAPORT ülkemiz adına ayrı bir öneme sahiptir.

HOPAPORT Ülkemiz yararına olan her projeye sıcak bakmaktadır. Bu anlamda sürekli kendini Ulusal ve Uluslararası fuarlarda tanıtmaya ve potansiyelini anlatmaya devam ediyor.

HOPAPORT Rusya, Ukrayna, Türkmenistan, İran, İsveç, Hollanda, Güney Kore, Irak, Romanya, Bulgaristan, Gürcistan, Nahçıvan, Hindistan gibi ülkelerle ilişkilerini sürekli sıcak tutmaya devam ediyor. Özellikle Proje Kargo yüklerini 2.150 metre uzunluğundaki ana mendireğin iç liman diye tabir ettiğimiz bölgeyi korunaklı duruma getirmesi sayesinde her türlü operasyon sorunsuz bir şekilde gerçekleşmekte ve hatta gemiden gemiye limbo operasyonunu rahatlıkla yapabilmesi nedeniyle aranan limanların başında gelmeye devam etmektedir.

HOPAPORT sürekli güncel ve standartların gerektirdiği eğitimlerden geçirdiği tecrübeli personeli sayesinde üstlendiği işleri başarı ile yerine getirmekte, CİNER Holding ve IMISK Holding grup şirketleri ile koordineli tek parçası 600 ton’a kadar ağırlığı olan Proje kargo yüklerinin elleçlenmesini de bugüne kadar başarı ile yerine getirmiş ve bundan sonrada getirmeye devam edecektir.

DÜNYADA SINIR VE MESAFE TANIMIYORUZ

HOPAPORT, CİNER ve IMISK grupları ortak yatırımıdır. Ayrıca grup şirketlerinin dünyanın en uzak köşesinden aldığı bir işi ve projeyi hayata geçirmede yine bu projeyi ve projenin bir parçasını dünyanın en uzak bir ülkesine transferini rahatlıkla sağlanırken kendi üzerine düşen sorumluluğu da en rantabl şekilde yerine getirmeyi başaracak bir güce ulaşmıştır.

Dünya ekonomisi içinde deniz taşımacılığının önemi her geçen yıl artmakta ve buna paralel limanlara ve gemilere sürekli yatırımlar yapıldığı bilinen bir gerçektir. Karayollarında geçen sürenin maliyeti artırdığı, Karayollarında hareket eden araç sayısının her geçen gün artış göstermesi Deniz yolu taşımacılığına önem vermiştir. Tüm bu gerçekler ışığında HOPAPORT’ta bugünden yarına bu gelişmelere paralel kendini geliştirmesini bilmiş ve kısa sürede gerek yaptığı yatırımlar ve gerekse tanıtım atağı ile oluşan pazarda yerini almasını bilmiştir.

Ekonominin globalleştiği dünyada denizyolu uzakları yakın kılmıştır. Güney Kore’den veya Hindistan’dan bir limandan kalkan gemi artık Hopa Limanına gelmeye başlamıştır. Hopa Limanından yükünü alan bir gemide Hollanda’ya veya Akdeniz’de limanı bulunan başka bir ülkeye yükünü rahatlıkla taşıyabilmektedir.

HOPAPORT tüm bu gelişmeler ışığında Profesyonel yöneticilik anlayışı ve Kurumsal kimliğinin verdiği avantajları en iyi şekilde değerlendirmeye devam etmektedir. EYS ile ilgili çalışmalar 2016 yılında tamamlanarak gerekli olan standartlar belgeleri Ocak ayında temin edilecek ve bir sonraki aşama 2017 yılı hedefi olarak green port (yeşil liman) sertifikası alınacaktır.