Artvin’de istihdam seferberliği kapsamında İŞKUR tarafından Artvin Orman İşletme Müdürlüğü bünyesinde çalışan, kadın işçiler ramazan ayında sıcağın altında, zor şartlarda dağda bayırda çalıştırılıyor.
Türkiye genelinde başlatılan istihdam seferberliği kapsamında kurumlar İŞKUR’dan toplum yararına programı ile işçi alıp çalıştırıyor. Bu kapsamda da ilimizde geçtiğimiz aylarda başlatılan program kapsamında Artvin Orman İşletme Müdürlüğü kadın ve erkek olmak üzere çok sayıda işçi çalıştırıyor.
Program kapsamında çalışan kadınlar temizlik gibi işlerin yanı sıra fidan dikimi çevre temizliği işlerinde de çalıştırılıyorlar. Ramazan ayında sıcağın altında zor şartlarda çalıştırılan kadınlar aynı zamanda tehlikeli bölgelerde de çalıştırıyor. Dik yamaçlarda tehlikeli bir şekilde çalışan kadın işçiler çalıştıklarına çalışacaklarına bin pişmanlar.
Güneşin sıcağında, ramazan ayında orucun zorluğunun yanı sıra böceklerle, yılanlarla karşılaşan kadınlar aldıkları maaşlar için zor şartlara boyun eğmek zorunda kalıyorlar.
Bilgin: Bu Çalışma Şekli Olda Olsa Kölelik Düzenidir
Disk Genel İş Sendikası Şube Başkanı Selim Bilgin Konuyla ilgili açıklamasında, Türkiye genelinde başlatılan istihdam seferberliği kapsamında iş Kur toplum yararına programı ile işçi alıp çalıştırmaktadır. Toplum yararına program kapsamında işçi alımına lise, orta okul, ilkokul ön lisans ve lisans mezunların tamamı başvurabiliyor. Açıkçası kısa süreli çalışma şekli olan, bu çalışma şekli ile iş bulup çalışacağını zannedenler ne yazık ki bir zaman sonra hayal kırıklığı yaşamaktadır. Çünkü bu şekilde çalışma durumunda kalanlar iş kanununun bağlayıcı hükümleri dışında çalıştırılmaya mecbur bırakılmaktadırlar. İnsanlar işsiz olduğu için belki yarın bir gün, bir şey olur bir düzelme olur diye, bu kuralsız şekilde çalışmaya devam etmektedirler.
Çalışırken uğradıkları haksızlıkları yaşadıkları zorlukları da sinelerine çekmektedirler. Bugün bu şekilde çalışanların günün her saatinde her yerde yolda, izde herkes görüyor. Bu çalışma şeklinin adı olsa olsa, ‘kölelik düzenidir’
Herkes filmlerde izlemiştir. Sömürgeci devletlerin gemilere nasıl insanları doldurup sonra insan onuruna yakışmayan bir şekilde çalıştırıldıklarını görmüşsünüzdür. Bu şekilde insanları çalıştırmak, insanlara iyilik yapmak değildir. Başta taşeron sistemi adı altında çalışanlar olarak üzere ve son yıllarda başlatılan toplum yararına çalışma programları öncelik çalışanlar olmak üzere kesinlikle Türkiye’de ki iş kanunların bağlayıcı hükümleri doğrultusunda çalıştırılmalı diyorum. Bu şekilde çalışan vatandaşlarımıza iş güvencesinden uzak, gelecekte hiçbir hakkı olmayan, çalışma saatlerinin belli olmadığı bu köleci çalışma düzenini kabul etmemiz mümkün değildir. Yetkililerimizden ve büyüklerimizden bu konuda adeta sosyal yaraya dönüşmüş bu problemin ortadan kaldırılması için gerekli çabayı göstermelerini istiyoruz. Bu çalışma şekliyle Türkiye’deki iş yaşamı bu vaziyet devam edemez. Bu insanların da gelecek kaygısı olmalı, sosyal haklarının ve iş güvencesinin olduğu bir çalışma şekline ihtiyacı var. Ve bu her emekçinin en doğal hakkıdır. Bu konunun siyasi partilerle hiçbir alakası yoktur. Bu konu memleket emek ve insan meselesidir. Türkiye cumhuriyeti vatandaşlarına bu şekilde insanlıkdışı koşullarda çalışmayı reva göremeyiz. Bu çalışma şeklinin insan onuruna yakışır bir şekilde düzeltilmesi için hepimiz taşın altına elimizi koymalıyız. Son olarak emek en yüce değerdir. En kutsal kazanç alın teriyle kazanılan kazançtır. İnsanların yoksulluğu ve işe ihtiyaç duyması suistimal edilmemeli. Bu hem hukuk dışıdır hem de günahtır dedi.
