Kabakçı Mustafa İsyanında Yer Alan Lazların İstanbul’daki Durumu – Hasan Azaklı

0
1168

KABAKÇI MUSTAFA İSYANINDA YER ALAN LAZLARIN
İSTANBULDAKİ DURUMU

Hasan Azaklı*

Osmanlı padişahı III. Selim’in 1789’dan itibaren başlattığı toplantıların sonucunda yapılan tavsiye ve öneriler dikkate alınarak askeri ve sivil bütün kurumlarda yapılan ıslahatlara 1792’den itibaren hız verilmiş ve bu ıslahatlar genel manada Nizâm-ı Cedîd hareketi olarak tanımlanmıştır.

Yapılacak ıslahatlara dair sunulan layihaların ortak özelliği hemen hepsinin askerin ıslahı ve tanzimini ön plana çıkarmış olmasıdır. Bu layihalarda sadece Yeniçerilerin ıslahı değil topçular, süvariler, humbaracılar ve lağımcılar başta olmak üzere tüm askeri teşkilatların her yönüyle yeni baştan düzenlenmesi; gerekirse bazı kurumların tamamen ortadan kaldırılarak yeni baştan düzenlenmesi tavsiye edilmiştir.(1)

O yıllarda Boğazın içi sayılan bölgelerde dört kale bulunuyordu. Rumeli Kavağı, Anadolu Kavağı, Yuşa ve Tellidalyan kaleleri. Bu kalelerin ve tabyaların korunması işi Yeniçerilere değil, özel bir düzenle  oluşturulmuş birliklere bırakılmıştı. Bu birlikteki askerlere “Yamaklar” denilmekteydi. Yamaklar yeniçeri ocağından değil Karadeniz’in köy ve kasabalarından getirilmişlerdi. Bu yamakların bir çoğu Lazdı.

III.Selim bu Laz uşaklarının Nizam- Cedi’e katılmalarından yanaydı ve bunlara Nizam-ı Cedid  üniforması giydirmeyi tasarlıyordu. Yamakları oluşturan Lazlar, Zıpka denen dar paçalı potur giymekte ve başlarına da kara poşu denen  sarık takarlardı. Laz yamaklarının karşı çıktıkları, hoşlanmadıkları Nizam-ı Cedid konusu III.Selim tarafından da 1793 yılında ortaya konmuştu.

Lazlar bu bölgeye geldiklerinde Levent çiftliğinde eğitim görmüşler, aralarında Kethuda,Topçu ve Cebecibaşı gibi rütbelere ulaşan olmuştur. Lazlar kendilerine padişahın Nizam-ı Cedid  giysilerini giydirmek  istedikleri zaman  homurdanmaya başlamışlardır.(2)

İstanbıul’a getirilen Laz yamakları hususunda yapılan tarihsel kaynak taraması sonucunda; Yamakların çoğunluğunun Laz tarifesinden olduğu belirtilmektedir.(3) Yine başka bir eserde Yamakların çoğu da Karadeniz sahili ahalisinden olarak tanımlanmışlardır. (4) Aynı şekilde bir başka eserde ise yamaklar Trabzon’dan ve Karadeniz’in öteki kıyılarından yazılıp getirilen askerler olarak tanımlanmışlardır.(5)

Bir İngiliz donanmasının Çanakkale Boğazı’nı geçerek İstanbul önlerine gelmesi üzerine aynı durumun İstanbul Boğazı yönünden Ruslar tarafından da denenebileceği endişesinden dolayı Boğaziçindeki kalelere tedbir amaçlı olarak yamak adı verilen Karadenizli gençler yerleştirilmiştir.(6)

Kaynaklar:

(1)KELEŞ,Erdoğan*ERCOŞKUN, Tülay Stratford-Canning’in Kaleminden Osmanlı İmparatorluğu’nun Durumu  ve İstanbul’daki Üç İsyan(1807-1809)  Sayfa:271-272

(2)Nizamettin ALKUMRU-Laz Kültür Tarihi-Lazika Yayın Kollektifi,1.Baskı-Temmuz 2011.Sayfa:192,193,194,195

(3))Âsım Efendi,Âsım Tarihi, Cilt:II, Ceride-i Havadis Matbaası, Dersaadet (tarihsiz), s.24;

(4)Hrand D.Andreasyan, “Selim III. ve Mustafa IV devirlerine dâir Oğulukyan’ın Ruznâmesi”, İstanbulÜniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, Cilt: 12, Sayı: 16 (1961), s.65

(5)Mustafa Nuri Paşa, Netayic ül-Vukuat, s.217;

(6)Yunus İnce, “Bir Görgü Tanığının Gözünden Kabakçı Mustafa İsyanı”,Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, Sayı: 9 (2008), s.286-287. 40 Shaw, Eski ve Yeni Arasında…, s.519-521; Beydilli, “Kabakçı İsyanı”,

 

* Emekli İlköğretim Müfettişi
Eğitimci-yazar