Kaboğlu “Cerattepe Gücünü İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nden Alıyor”

0
911

ARTVİN-Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Artvin halkının mücadele direniş hakkını İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nden aldığına vurgu yaparak, ”Yeşil Artvin Derneği’nin onurlu mücadelesi, görüldüğü üzere, hukuki dayanağını İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nden almakta ve bu çerçeveden insan hakları eğitimine de katkıda bulunmaktadır” dedi.

İnsan Hakları haftası nedeniyle böyle bir vurgu yapan Prof. Kaboğlu mesajında;  “Sevgili Başkan, Yeşil Artvin Derneği öncülüğünde Artvin ve yöresinde “doğal, kültürel ve tarihi mirasın korunması” amacıyla yürütülen etkinlikler, bütün Türkiye’de aynı amaçla verilen mücadeleye örnek oluşturmakta ve cesaret vermektedir. Özellikle, Anayasa’ya ve çevre hukuku ilkelerine ve mahkeme kararlarına aykırı işlem ve eylemlerle Cerattepe’de maden arama girişimlerine karşı verdiğiniz eylemli mücadele, direnme hakkının meşruluğunu pekiştirmiş bulunuyor. Direnme hakkı, 27 Mayıs 1949 tarihli Resmi Gazete’de Bakanlar Kurulu kararı eşliğinde yayımlanan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde yer almaktadır. “İnsanın istibdat ve baskıya karşı son çare olarak ayaklanmaya mecbur kalmaması için insan haklarının bir hukuk rejimi ile korunması esaslı bir zaruret”tir (İHEB, Önsöz) Adı geçen Bakanlar Kurulu kararına göre; “Evrensel Beyanname’nin Resmi Gazetede yayımlanmasından sonra okullarda ve diğer eğitim müesseselerinde okutulması ve bu Beyanname hakkında radyo ve gazetelerde münasip neşriyatta bulunulması”  öngörülmüştür. Yeşil Artvin Derneği’nin onurlu mücadelesi, görüldüğü üzere, hukuki dayanağını İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nden almakta ve bu çerçeveden insan hakları eğitimine de katkıda bulunmaktadır. Sevgili hemşerilerim; Genel Kurulunuzun verimli geçmesini diler; insan hakları haftası vesilesiyle, çevre hakkının ve insan haklarının ilerlemesini fikri ve eylemli katkınızı takdirle, Selam ve sevgilerimi iletirim” ifadelerine yer verdi.

Doğal Hukukta Direnme Hakkı Nedir?

Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu İnsan Hakları haftası nedeniyle Doğal Hukukta Direnme Hakkında da bilgiler verdi. İnsan Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada ; “Baskıya karşı direnme, insanlık tarihi boyunca üzerinde durulan önemli konulardan biri olmuştur. (Kutlu, 2001, 87) Tarihsel süreçte direnme hakkı, hukuk dışı eylem ve davranışlarıyla baskı ve zulüm aracı durumuna gelen iktidara karşı başkaldırma hakkı olarak doğmuştur. Bu hak, kaynağını doğal hukuk öğretisinden almaktadır. (Aliefendioğlu, 2002, 401) Doğal hukuk, doğuştan kazanılan haklar varsayımına dayanır. Bu haklar, adalet kavramı içinde yer almakta, eşitlik, özgürlük ve kardeşlik esasları üzerine temellenmektedir. (Öktem/Türkbağ, 2001, 64) Doğal hukuka göre, insan hakları devletten önce gelir; çünkü bunlar bireyin insan olması nedeniyle sahip olduğu özgürlüklerdir; devlet ancak onları tanır ve güvenlik içinde kullanılmasını sağlar. (Kaboğlu, 2000, 28) Direnme hakkı, insanın doğuştan sahip olduğu kimi haklarının son aşamada korunması anlayışına dayanmaktadır; bir bakıma hukuku reddeden iktidarlar karşısında kaynağı hukuka dayalı bir eylem biçimidir. (Aliefendioğlu, 2002, 401) Bununla birlikte direnme hakkının mahiyeti konusunda görüş ayrılıkları vardır. Genel olarak devletin dışında ve üstünde bir hukukun varlığını kabul eden bir kısım yazarlara göre, direnme sorunu tamamen hukuk çerçevesi içinde ortaya çıkan bir sorundur. Direnme hakkı da hürriyetlerin korunmasında başvurulabilecek hukuki yollardan biri olarak kabul edilmek gerekir. (Kapani, 1993, 305-306) Direnme hakkı nitelik açısından hukuki bir konu mudur yoksa siyasal bir konumu? Aynı şekilde kaynağı doğal hukuk mudur yoksa pozitif hukuk mu? Bu konuda tam bir fikir birliği olduğu söylenemez. Yukarıda belirtildiği üzere bazı yazarlara göre hukuki bazılarına göre siyasal bir konudur. Yine, bazılarına göre kaynağını doğal hukuk’tan alır, bazılarına göre de pozitif hukuktan. (Doehring, 2002, 130) Doğal hukukçulara göre, pozitif hukukun temeli ve ilham kaynağı olan doğal hukuk, aynı zamanda pozitif hukuku kontrol eder. (Öktem/Türkbağ, 2001, 100) ve kesin olan doğal hukuk zorunlu olarak adil ve gerçek hukuktur. (Keyman, 2000, 186) Toplumun hukuk yaşamını, yazılı kurallar, devletin zorlama gücü (müeyyide) ve mahkeme olarak gören (Keyman, 2000, 226) hukuksal pozitivizmin temel düşüncesini, egemen gücün iradesi biçimlendirirken, doğal hukukun emir ve yasaklamaları özgürlük, insan onuru ve özel mülkiyetin korunması noktasında yoğunlaşır. (Aktaş, 2001, 164-165) Bazı insanlar kendi doğal hukuk anlayışlarını haklı ve geçerli sayıp diğer bütün insanların da buna inanmasını da isteyebilmektedir. (Doehring, 2002, 130) Direnmeye bir hak olarak dayanmak bir toplumdaki değerler homojenliğinin çözülüşü ve çöküşü anlamına gelir. (Doehring, 2002, 133) Tartışmalar bir yana bırakılacak olursa direnme hakkı, hem doğal hukukta (tabii hukuk) hem de pozitif hukukta dayanak bulur. Önceleri doğal hukuktan doğan direnme hakkının zamanla pozitif hukukta da yer aldığını söylemek pek yanlış olmaz. Doğal hukuk, 19. yüzyılda önemini yitirmiş ve hukuki pozitivizm hukuk düşüncesinde egemen duruma gelmiştir. (Güriz, 2003, 156)” ifadelerine yer verdi.