Yaşam boyu cinsellik 2 – Okul öncesi dönem

0
1834

Nihan Osmanağaoğlu

 

Ebeveynler için cinsel eğitim, doğum öncesi dönemde bebeğin cinsiyetinin öğrenilmesiyle başlar. Cinsiyetin öğrenilmesinden doğuma kadar olan süreç içerisinde anne-babalar kendilerini içgüdüsel olarak ebeveynliğe hazırladıkları gibi çocuğun cinsiyetiyle ilgili birtakım tutumları da aynı dönemde geliştirmeye başlarlar: Mavi – pembe ayrımı gibi. Cinsel eğitim önce anne-babanın bu içgüdüsel hazırlığıyla, sonra da 2-3 yaş civarında çocuğun dil becerileri kazanmasıyla başlar. Cinsel eğitim de dahil olmak üzere, her çocuğun ilk öğrenim yeri ailesidir. Bir çocuğa cinsel eğitim vermek, ebeveynin kendi cinsel bilgi ve tutumlarıyla da yüzleşmesini gerektirir.

Uzmanlar cinsel eğitimin 3 aşamalı olması gerektiği konusunda hemfikirdirler. İlk aşama okul öncesi dönemde çocuğun meraklı sorularıyla başlar. Bu dönem çocuklar hem kendi cinsel organlarının farkına varırlar hem de “ben nereden geldim” sorusunu sormaya başlarlar. İkinci aşama okul çağı / ergenlik dönemi öncesi dediğimiz 7-11 yaş arasındaki dönemdir. Çocuğun kendi bedenine olan merak, odağını dış dünyadaki cinsiyet rollerine daha bir kaydırır bu dönemde. Temel bakım becerileri konusunda bir yetişkine daha az bağımlıdırlar ve bu önergenlik dönemindeki cinsel eğitim daha çok “ergenlik döneminde bedende olacak değişikliklere hazırlık” eğitimidir. Üçüncü ve son aşama ise ergenlik dönemi dediğimiz yaklaşık olarak 11-13 yaştan sonraki döneme denk gelir. Aileden daha bağımsız olmanın ön planda olduğu, duyguların daha şiddetlendiği, bedenleriyle ve karşı cinsle ilişkiler konusunda kaygıların ve ilginin başladığı dönemdir ergenlik dönemi. Üçü de birbirinden farklı gelişim dönemleri olduğu için, çocuğun merakı da anlayabilecekleri de farklıdır. Dolayısıyla cinsel eğitim aslında süreğendir; farklı bilgi ihtiyacı doğurur ve bilgi aktarılırken farklı yöntemler gerektirir.

Doğum ve ergenlik arasındaki dönemde herhangi bir cinsel davranışın görülmediği ya da ifade edilmediği kanısı hakimdir. Halbuki hayatın ilk yıllarından ergenlik dönemine kadar olan süreçte de cinsel birtakım davranışlarımız vardır fakat bu davranışlar daha çok kendi bedenimizi keşfetmeye yöneliktir. Yani yetişkin cinselliğinden oldukça farklıdır. Doğumdan ergenliğe kadar olan süreç içinde öğrenme hızı da, hayatın diğer dönemlerinde olmadığı kadar yüksektir. Çocuklar bu dönemde çevrelerinde olan her şeye karşı doymak bilmez bir meraka sahiptir ve keşifleri sadece çevrelerinde olan bitene değil aynı zamanda kendi bedenlerine ve içsel yani psikolojik süreçlerine de dairdir. Fakat cinsellik de dahil olmak üzere çoğu konuya yetişkin gözüyle değil, saf bir bilmemenin getirdiği merak ve öğrenme isteğiyle bakarlar.

2-3 yaşa kadar olan süre içinde biyolojik cinsiyetlerinden bağımsız olarak kız ve erkek bebekler genital bölgelerini keşfederler. Dil becerilerinin de gelişmeye başlamasıyla, çocuğun cevaplanması zor sorularıyla tanışırız. Çocukların cinsellikle ilişkilendirilen konulardaki merakı doğaldır, o yüzden ebeveyn olarak paniğe kapılmamak gerekir. Ebeveynlik de öğrenilen bir süreçtir ve ucu cinselliğe dokunan soruların ebeveynde panik yaratmasının -eğer panik yaratmışsa- sebebi, yetişkinin cinsellik konusundaki düşünceleridir. Bir yetişkin olarak kendi cinselliğimizle yüzleşmemizi gerektiren düşüncelerdir aslında ebeveynde panik yaratan çünkü çocuklar cinselliği biz yetişkinler gibi algılamazlar. Çocuk kendi bedenini ve bu bedenin dış dünyadaki yansımasını anlamaya çalışır sadece. Merakları doğal ve masumdur. Bu merak duygusunu hem köreltmemek hem de uygun şekilde doyurmak, çocuğun kendi bedeniyle olan ilk temasını desteklemek ve keşfinde ona yardımcı olmak anlamına gelir. Çocuğun sorularını da aradaki güven ilişkisini zedelememek için çocuğu yanıltmadan doğru bir şekilde yanıtlamak gerekir.

Okul öncesi dönemde (2-6 yaş) çocuğun merakı kendi cinsel organına yöneliktir. Herkeste cinsel organın aynı olmadığını ve insanlar arasında organ anlamında bedensel farklılıkların da olabileceğinin daha bir farkına varırlar. “Ben nereden geldim” ya da “bebekler nasıl olur” sorusu sık karşılaşılan sorulardan diğeridir. Sağlıklı olan da çocuğun bu soruları sormasıdır. Dolayısıyla çoçuğun merakına azarlama / cezalandırma gibi ya da ayıp / günah gibi bir tutum geliştirmek, ilerleyen zamanlarda cinselliği pis ve kötü olarak algılamasının tohumunu ekmek gibidir. Bu tutumlar çocukla olan ilişkinin de bir parça kopmasına neden olur çünkü gördüğü tepkiden dolayı bir daha bu konuda ebeveyne soru sormaktan kaçınacak ama merakı kaybolmayacaktır. Sadece bilgiyi başka bir kaynaktan öğrenmeyi tercih edecektir.

Okul öncesi dönemdeki bir başka konu da bazen aileler için problem yaratabilen, genital bölgeyi genellikle yastık ya da oyuncak gibi bir objeye ritmik bir şekilde sürtme davranışıdır. Yetişkinlere mastürbasyon gibi görülebilen bu durum için çocuğun, yetişkin cinselliğini henüz bilmediği tekrar belirtmekte fayda var. Peki bu 3 ana başlık konusunda çocuğa nasıl yaklaşmak ve hangi bilgileri vermek gerekir?

CocukCinsellik 1

Genital Bölgeler
“Ellerin nerede – kulağını göster” vb oyunlar çocuklarla oynadığımız en basit oyunlardan biridir. Genital bölgeleri bu oyuna dahil etmeyiz. Daha mahrem, daha görünür olmayan organlardır ve bu organlar hakkındaki eğitim aslında mahremiyet eğitiminin ta kendisidir. Dil becerisi geliştirmiş bir çocuk, hemen hemen aynı dönemde tuvalet eğitimi alsa da bu konuda da tamamen bağımsız henüz olmamıştır. Okul öncesi dönemdeki çocuğunuza cinsellikle ilgili eğitim vermek için isterseniz size bu konuda sormasını bekleyerek, isterseniz “bedenimizi öğrenelim” temalı bir oyun önererek başlayabilirsiniz. Bu çağda çocuğun bilmesi gereken kadarı genital bölgelerin isimleri ve bu bölgenin özel bölgeler olduğudur. Herkesin kendine özel olan beden bölgesi… Özel bölgenin ne anlama geldiğini açıklayabilirsiniz; kimseye gösterilmemesi ve dokunulmaması gereken bölgeler. Bu noktada birkaç istisna açıklamanız da gerekir okul öncesi dönemdeki çocuğa: Anne – baba altını ya da üstünü değiştirirken, tuvalete götürürken, ya da doktor muayenesi gereken durumları istisna olarak verebilirsiniz. Bazen sağlıkla ilgili durumlarda bir doktorun, bazen de çocuğun henüz yeterli becerileri kazanmadığı için anne-babanın yardımcı olduğu durumlarda bu bölgenin görülmesinde bir sakınca olmadığını açıklayabilirsiniz. Bu istisnalar dışında herhangi biri çocuğa kendi özel bölgesini gösterir ya da çocuğun özel bölgesine bakmak istediğini söylerse eğer, bunu bir sır olarak saklamamasını ve gelip size anlatması gerektiğini de eklerseniz çocuğunuza cinsel istismardan kendini koruma becerisini kazandırmaya başlamış olursunuz. Fakat bunu oldukça sakin, serinkanlı, ve çocuğu korkutmadan yapmanızı tavsiye ederim çünkü çocuğunuz henüz “cinsel istismar” konusunu da bilmiyor.

Biyolojik olarak kadın ve erkek arasındaki farkı da bu dönemde öğrenecektir. İki cinsiyeti de çocuklarınıza öğretmeniz gerekir, genital bölgelerin doğru isimleriyle. Farkın ne olduğunu görmek isteyebilir. Bu farkı, çocuğun yaşına denk bir kız – erkek bedeni resmi kullanarak gösterebilirsiniz ki bir örneğini de yazının içinde paylaştık.

SeniKargoGetirdi

Bebekler nereden gelir?
Leylek getirdi! Bu yalana hangimiz inanmıştık bilemiyorum ama çoğu ebeveyn bu soruyu doğru cevaplamak için çocuğa yetişkin cinselliğini anlatması gerektiğini düşündüğünden “leylek” yalanına sığınır. Oysa okul öncesi dönemdeki çocukların bu zor sorusu, hem onlara yalan söylemeden hem de yetişkin cinselliğine girilmeden anlatılabilir. Erken yaş dönemi çocuklarla iletişim kurmanın en güzel yolu doğa ve hikayelerdir. Doğadan örnek vererek bir hikaye anlatabilirsiniz bu soruya cevap vermek için:

“Çiçekler, ağaçlar nasıl olursa çocuk da öyle olur aslında. Toprağa bir tohum ekeriz ve toprak o tohumu bir süre içinde büyütür. Tohum büyüdükçe toprağın dışına çıkar ve çiçek açar. Bebekler de buna benzer şekilde olurlar. Babadaki sperm tohumdur, annenin karnı /rahmi de topraktır. Baba tohumu annenin toprağına / karnına bırakır. Anne o tohumu karnında bir süre besler büyütür. Karnından çıkarttığında ise tohum bebek olmuştur”

TohumDogum

Sürtünme
Daha az konuşulan ve bazen daha fazla cezalandırılan ya da daha sert tutumlar takınılan bir konu da okul öncesi çağındaki çocuklarda görülebilen, genital bölgeleri ritmik bir şekilde bir objeye sürtme davranışıdır. Yetişkin olarak göze çoğu zaman mastürbasyon olarak görünen bu duruma yaklaşım da önemlidir. Genellikle bu davranışı durdurmak adına sözlü ya da fiziksel bir cezalandırma yoluna gidilir. Halbuki henüz dil becerilerini yeni yeni kazandıkları bu yaş döneminde, yetişkinler olarak ilk aklımıza getirmemiz gereken “çocuğun bu davranışının bir yetişkine nasıl göründüğü” değil, çocuk için bu davranışın ne anlama geldiğidir. Okul öncesi dönemde sadece genital bölgeleri keşfetmekle kalmayabilir, genital bölgeyle oynamanın onlara keyif verdiğini de deneyimleyebilirler. Eğer bu davranışa çocuğun kendi bedenini keşfediyor olduğu algısıyla bakarsak, yani duruma bakış açımızı değiştirebilirsek bir yetişkin olarak duruma yaklaşırken kullandığımız yöntemi de değiştirebiliriz. Cezalandırmak gibi negatif bir  davranıştan, daha olumlu ve yapıcı bir yönteme doğru kayabilmek mümkün olacaktır.

Çocuk -eğer yapıyorsa- bu davranışı bir süre daha yapmaya devam edecektir 3-6 yaş arası dönemde. Kendiliğinden ve doğal olarak kaybolabilen bir davranıştır. Aslında çocuğa herhangi bir müdahale gerektirmeyen bir davranıştır. Fakat bu noktada müdahale etmek gerektiğini düşünen bir ebeveyne, bir uzman olarak verebileceğim tavsiye çocuğa bu durumun da özel / mahrem bir durum olduğunun ve bir başka insanın önünde yapılmaması gerektiğinin uygun şekilde açıklamasıdır.

Yazıyı bitirmeden önce doğru olduğunu düşündüğümüz birkaç hatalı tutuma da değinmek gerekir. Çocuğun cinsellik konusunda sorularının ve merakının olması sağlıklı ve normaldir. Fakat sorular yetişkin olarak bizde endişe yaratıyorsa bu çocukla değil bizimle ilgilidir. Böyle bir durumda yetişkinin cinselliğe bakışı ve bilgisiyle yüzleşmesi gerekir. Benzer şekilde kız çocuğuna anne, erkek çocuğuna ise baba verir cinsel eğitimi diye düşünmeye meyilliyiz. Çocuk soruyu ya da sorularını kime yönelttiyse, o kişiyi kendine yakın görmüştür ve o kişi cevap vermelidir cinsiyet ayrımı gözetmeden. Yanıtlanması daha zor soruları bu yaş döneminde genelde sormazlar. Eğer sorarlarsa “henüz nasıl cevaplayacağımı bilemiyorum ama biraz düşündükten sonra cevap vereceğim” gayet yerinde bir yanıttır.

Yaşam boyu cinsellik

Yaşam boyu cinsellik 3 – Okul öncesi ergenlik dönemi