Yaşam Boyu Cinsellik 3 – Okul Dönemi (Ergenlik Öncesi Dönem) – Nihan Osmanağaoğlu

0
1899

Nihan Osmanağaoğlu

 

Cinsellik, insan anatomisi ve cinsel tepkilerden daha fazlasını içerir. İnsan cinselliğini ilgilendiren meselelerin, günlük yaşamımıza ve çevremize nasıl dahil olduklarını anlamak ve deneyimlemek, diğer insanlara ve daha da önemlisi insan ilişkilerine nasıl tepki verdiğimizi belirler. Dolayısıyla cinselliğin ifadesi kendini sadece bedensel tepkilerde değil; değerler, ahlak ve sorumluluk gibi duygusal tepkilerde de bulur. İnsan cinsiyeti ve cinselliğiyle ilgili hiçbir ders, konuyla ilgili mitleri, kavramları ve algıları keşfedip analiz etmeden tamamlanmayacaktır.

İnsan taklit ile öğrenir, daha çok gördüklerini taklit ederek ve duyduklarını tekrar ederek… Erken çocukluk döneminde ailede öğrenilenler, çocuğun okula başlamasıyla beraber daha büyük bir sosyal alanda hem kendini gösterir hem de çocuğun bilgi aldığı ve taklit edeceği sosyal alanı genişletir. Ebeveynlerle başlayan öğrenme yolculuğu kardeşler, rol modeli olan diğer yetişkinler, akranlar, ünlüler, arkadaşlar, televizyon, film, kitap vb. araç ve insanlarla devam eder.

Okul çağındaki çocuklar daha çok hemcinsi olan arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi ve oyun oynamayı tercih ederler. Karşı cinsle bu dönemde oynanan oyunların içeriği hemcinsleriyle oynadıkları oyunlardan farklı olabilir. Bazen birbirlerinden şikayetçi de olabilirler. Hepsi normal gelişimin bir parçasıdır. Oyunlar evlilik taklidi yapılması ve öpücük içerebilir. Çocuklar kendi aralarında cinsiyet farklılıkları, hamilelik, ve ergenliğe doğru cinsel ilişki konusunda daha artan konuşmaları (kendi aralarında değişen derece doğrulukla) olabilir. Tuvalet ve banyo konusunda daha fazla mahremiyet talep edecek ve bunları kendi başına halledebilecek yeterliliğe erişeceklerdir.

Okul dönemindeki çocuklar için de cinsel eğitim çocuğun yaşına uygun şekilde anlatılacak bedenle, bedenin gelişimi ve değişimiyle, cinsellik ve üremeyle ilgilidir. Bu da tek bir büyük konuşma olarak gerçekleşmez. Ergenlik dönemi oldukça dramatik fiziksel ve duygusal değişimlerin yaşandığı bir dönem olduğu için, bu dönemde oluşacak değişiklikler konusunda bilgi sahibi edilmiş çocuklar yaşanacak değişimlere hem daha hazırlıklı olurlar hem de yaşanacak değişimler yaşandığı zaman çocuk için daha az korkutucu olur. Bu dönemdeki çocuklara verilecek cinsel eğitim ergenlik döneminde beklenilen fiziksel değişimlerin yanı sıra duygusal değişimleri de içerir. Bu duygusal değişimler beraberinde ilişkilere ve sorumluluklara dair ahlak ve değerler tartışmasını da getirir. Çocuğun gelişimiyle beraber yaşanacak değişimlere uyum sağlamalarına yardımcı olabilmek için ebeveynlerin neler yapabileceklerini anlamaları önemlidir. Daha da önemlisi, yetişkinlerin çocuğa verilen değerler eğitimiyle tutarlı olacak şekilde davranabilmesidir. Çünkü çocuklar bu tutarsızlıkları fark edecek ve soracaktır.

Konu hakkında soru sormaya çekinen daha utangaç çocukların soru sormasını beklemeden, 8-9 yaş civarında çocuklara ergenlik döneminde yaşayacakları fiziksel ve duygusal değişimlerin neler olacağını anlatmaya başlamak gerekir.

Fiziksel Değişimler
Kız çocuklarında göğüslerin büyümeye başlaması, boy uzaması, bedenin şeklinin değişerek daha kıvrımlı bir hal alması, genital bölgede kıllanma, regl başlamadan önce vajinadan gelebilecek beyazımsı akıntı, regl başlangıcı kız çocuklarının yaşayacağı fiziksel değişimlerden bazılarıdır. Erkek çocuklarında penis ve testislerin büyümesi, genital bölgede kıllanma, boy uzaması, seste kalınlaşma, yüz bölgesinde ve koltuk altında kıllanma, vücudun testesteron ve sperm üretimiyle beraber yaşanacak ereksiyon ve boşalma ve bazen hiç sebep olmaksızın yaşayabilecekleri ereksiyon ve uykuda boşalma ergenlik döneminde erkek çocukların yaşayacakları normal fiziksel değişimlerdir. Bütün bu fiziksel değişimleri henüz ergenlik dönemine girmeden çocuğa anlatmak, bu hızlı ve dramatik değişimlere çocuğu hazırlamak ve vücutta yaşanacak normal değişimler konusunda çocuğu bilgilendirmektir.

Sadece dışarıdan değil içeriden de ciddi değişimler olacaktır. Kemikler, organlar büyüyecek, vücudu daha güçlenecek, kilosu artacak, sivilceler çıkartacak, ve beyinde yeni nöral ağlar oluşacaktır. Bütün bu değişimler, çocuğun davranışlarını ve sosyal becerilerini de bir şekilde etkileyecektir.

Bazı çocuklar bu değişimleri daha erken, bazıları daha geç yaşayacaktır. Ebeveyn olarak çocuğunuzun gelişimini takip ederek, çocuk bu değişim dönemine yaklaşırken ama henüz yaşamamışken bilgilendirilmesi gerekir. Soru sormuyorlarsa eğer, konuşmayı başlatmaktan çekinmeyin, açık ve doğru bir şekilde bedeninde olacak değişimleri anlatmaktan da… Konu hakkında hiçbir bilgi olmadan yaşanabilecek ilk regl ya da ilk ereksiyon ve boşalma korkutucu olabilir. Değişimlerin normal olduğu konusunda çocukla konuşmak, bu değişimler yaşandığında bazen insanın kendini yalnız ve güvensiz hissedebileceği durumların stresini azaltacaktır.

Okul çağı çocukları bu konuları arkadaşlarıyla da konuşacaktır kimisi daha erken ergenliğe gireceği için ve birbirlerinden öğrenmeleri, bu konularda konuşmaları da normaldir. Bu noktada dikkatli olmak gereken nokta çocukların birbirlerini doğru bilgilendirip bilgilendirmedikleri olacağı için yetişkin süpervizyonundan vazgeçmemek gerekir.

Duygusal Değişimler
Ergenlik öncesi dönemde, hem bu dönemde öğrenecekleri cinsiyet rolleri hakkında hem de ergenlik döneminde deneyimleyecekleri duygusal değişimleri konuşarak çocuğu hazırlamak gerekir. Henüz taklit ve oyunla vaktini geçiren çocuğunuzun cinsiyet rollerini nasıl taklit ettiğini izlemekte fayda var. Çocuklar bu taklit ve oyunlarla çevresinin aynasıdır çoğu zaman.

Kadın ve erkeklere biçilmiş rolleri farkında olmadan onlara yükleriz ve bu konudaki hatalı kalıpları kırmak çoğu zaman nesiller sürer. “Erkekler ağlamaz, erkek adam şunu/bunu yapmaz” söylemi erkek çocuklarının duygularıyla bağını kesmesine sebep olur. Eğer dikkat ederseniz, günümüz yetişkin erkeklerinin ifade etmekten çekinmedikleri duygulardan biri öfke diğeri arzudur. Bu iki duygu da çoğu zaman kontrolsüzce ifade edilir. Duyguların hepsi kadın erkek ayırt etmeksizin insanlar içindir, ağlamak incitilebilirliğimizin bir ifadesidir ve erkekler de bundan bağımsız değildir. Duygular, davranış ve düşüncelerden daha az müdahale edebildiğimiz bir alan olduğu için çocuklara her duygunun normal olduğunu, bedende de bir karşılığı olduğunu, ancak o duygunun içinden geçmeye izin verip anlamaya çalışarak uygun ifadesinin bulunabileceğini konuşmak gerekir. Duygular sorun değildir fakat ifade ederken kullandığımız yöntemler bazen sorun yaratabilir. Bu noktada çoğu insanın, yetişkinlerin de duygularıyla temasını tekrar kurabilmeleri için öğrenmeleri gerekenler olabilir.

Benzer şekilde kız çocuklarının duygularıyla temasını erken yaşta kesen bir kültürel yapımız yoktur fakat kız çocuklarına da girişimci ya da öncü olmalarının yolunu erken yaştan açmaya çalışan bir kültürümüz de yok. Cinsiyet rolleri aile içinde eşit olsa dahi yaşanan toplumda henüz özde çok eşit olmadığından ancak detaydaki şeytanları farkedip anlayarak nesiller içinde dönüştürebileceğimiz konulardan bir tanesi olduğu için bu yazıda çok derinine tartışma konusu olması, konuyu hafife almak olur. Bireyler olarak farkına vardıkça yavaş yavaş dönüştürebileceğimize inanıyor ve umuyorum.

Ergenlik döneminde yaşayacakları duygusal değişimler de olacaktır ve bu değişim hakkında çoçuğu öncesinde bilgilendirmekte fayda var. Ergenlik bedende ve beyinde oluşan fiziksel değişimlere paralel olarak duyguların da çok şiddetli yaşandığı bir dönemdir. Bu dönemde yaşanan duygular şiddetli olduğu kadar ani de olabilir. Eğer heteroseksüelse karşı cinse, eğer homoseksüelse hemcinsine ilgi duymaya başlayacağı dönem olacaktır ergenlik. Kendi kimliğini aileden daha bağımsız bir şekilde duygusal ve sosyal alanlarda geliştirmek isteyecek, dolayısıyla yeni deneyimler ve riskli davranışları olacaktır. Henüz ergenlik dönemine girmemiş çocuğunuzla aranızdaki güven ilişkisini pekiştirmekte fayda var. Bu güven ilişkisini oluşturmak çocuğa sürekli bir yasak koyma ya da disipline etmeyi baskılama olarak hayata geçirerek değil, çocuğun da fikrinin alındığı ve ailenin kararlarında söz sahibi olduğu demokratik bir ortam oluşturarak, hatalarını cezalandırarak değil onlardan öğrenmelerini sağlayarak ve çocuğu bilgilendirirken “sen bu konuda ne düşünüyorsun” ile başlayan tartışmalar ile sağlayabiliriz. Ergenlik döneminde aileden daha bağımsız olmak için alacağı riskler düşünüldüğünde, çocuk-ebeveyn ilişkisinin açık, dürüst, samimi ve karşılıklı güvene dayanması işleri kolaylaştıracaktır. Çünkü unutmamak gerekir ki insan yalana ya karşısındaki tarafından kabul görmeyeceğini düşündüğünde ya da kendini sevip kabullenemediğinde başvurur.

Yaşam boyu cinsellik

Yaşam boyu cinsellik 2 . Okul öncesi dönem