Hopa’da bugün gerçekleşecek olan “Suriye’de ne işimiz var? Bu savaş kimin savaşı?” isimli basın açıklaması polis ve güvenlik güçlerinin yoğun ablukası sonucunda gerçekleşemedi.
Hopa Halkı imzasıyla saat 17.00’de Hopa Parkı’na yapılan çağrıdan bir saat öncesinde Hopa Meydanı yoğun polis ablukası altına alındı. Ablukaya rağmen yaklaşık 100 kişi Hopa Parkı önünde bekleyişe geçti.
Suriye’de hayatını kaybeden askerler ve yaşanan gelişmeler sonrası savaşa karşı açıklama yapmak isteyen Hopalılar adına oluşturulan bir komite güvenlik güçleri ve yetkililerle birçok kez görüşme gerçekleştirmesine rağmen açıklamaya izin verilmeyeceği bildirildi.
Bunun üzerine Hopa Parkı’nda toplanan kalabalık alandan ayrılmayarak polis ablukası altında bekleyişine uzun bir süre devam etti. Yaklaşık bir saatten fazla Hopa Parkı’nı terk etmeyen halk, eylem komitesi tarafından yapılan açıklama sonrası protesto alkışlarıyla alanı terketti.
Polis ablukasına sebep olan ve yapılamayan Hopa Halkı imzalı açıklamada ise şunlar yazıyordu:
“Günlerdir Suriye de yaşanan savaşın acı sonuçlarını hep birlikte yaşıyoruz. Yapılan açıklamalara göre 36 asker hayatını kaybetti 32 asker ise yaralandı.yıllardır orta doğuda yürütülen kirli pazarlıkların yol açtığı savaşla yüz yüzeyiz. öldürülen, yaralanan insanların;yerlerinden yurtlarından edilen halkların insanlık dışı koşullarda hayatta kalma mücadelesine tanık oluyoruz.Bu savaş kimin savaşı. Bu savaş iki ülke halkına da ölüm, yıkım ve düşmanlıktan başka ne kazandırdı?”
Bu savaş halkların savaşı değil, bu savaş halkların çıkarına değil.
Bu savaş iktidarın siyasi bekasının savaşı
“AKP -MHP iktidarı savaşın nedenlerini sonuçlarını toplumun hiçbir kesimiyle konuşmadan, TBMM’yi dahi bilgilendirmeden ülkemizi Ortadoğu bataklığına sokmuştur. Bir oldu bitti ile Suriye’de savaştayız. Biz bu savaşın dış etkenlerden çok iç meselelerden olduğunu biliyoruz.
Ülkemizde:
Her gün yüzlerce insan işsizler ordusuna katılıyor, üniversite mezunları işsiz, medya tekelleştirildi, direnen birkaç muhalif medya da yoğun baskı altında. Barışı savunmak suç, barış imzacıları hapiste ya da sürgün. Üniversiteler suskun. Barolar bile adalet için yürüyüş kararı alıyor.. Bu koşullarda bir oldu bittiyle savaş dayatılıyor.”
ÖLENLER KİMİN EVLADI, DAHA KAÇ GENÇ CAN VERECEK?
“Hiç bir haklı sebebiniz yok ve soruyoruz:
Neden komşularımızın topraklarını işgal etmek uğruna ölüyoruz?
Neden bu ülkede açlıkla yoksullukla işsizlikle boğuşurken kaynaklarımızı savaşa, bombaya, silaha, ölüme harcıyoruz?
Neden barış içinde yaşamak varken gençlerimizi geleceğimizi kaybediyoruz, soruyoruz?
Ölenler kimin evladı?
Daha kaç genç can verecek?
Bizi savaşa sokanlara soruyoruz.
Bu ülkenin evlatlarını İdlip’de cihatçı çetelere nasıl kalkan yaparsınız?
Hani vicdanlıydık?
Suriyeden ülkemize sığınan göçmenlere kucak açmış koruyup yardımda bulunup tüm dünyaya gösteriyor idik?
Bu gün sınır kapılarında göçmenleri kadın erkek çocuk demeden kalkanların önüne bombaların içine itiyoruz. Göçmenleri savaş kozu olarak kullanmak hangi vicdana sığar. Vicdanımıza ne oldu?”
YAŞAMAK VE YAŞATMAK İSTİYORUZ
“Bilin ki bu ülkede milyonlarca insan bu soruları soruyor? Her gün daha yüksek sesle sormaya devam edecek.
Gencecik ölümler karşısında tüm ülke kederden nefes alamıyorken canlı yayında başka ülkelerin liderleriyle neyin pazarlığını yaptığınızı ve kahkaha ile gülmenizi bu ülke halkı asla unutmayacak!
Biz bu savaşın planlanmış bir cinayet olduğu nu biliyoruz ve istiyoruz ki insanlarımız, gençlerimiz iktidarın bekası için hayatlarını kaybetmesin. Biz ölüm,yıkım,düşmanlık değil;barış , kardeşlik istiyoruz. Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz.
Bir kez daha söylüyoruz. Bu savaş AKP nin savaşıdır. Bu savaşın sonuçlarının sorumlusu da bu savaşı başlatanlardır. Suriye de yaşanan savaşın Türkiye de yaşayan suriyelilere düşmalık ve saldırı olarak dönmesine karşı hatırlatıyoruz. Bu savaş Halkların savaşı değil, bu savaş halkların çıkarına değil.
Savaşa hayır.
Türkiye halklarını emperyalizmle ortak çıkarı olamaz. Emperyalistler dostumuz olamaz.
İdlibden çekilin, ölümleri durdurun.”
