Türkiye Kamu-Sen Artvin Temsilcisi Türk Eğitim-Sen Artvin Şube Başkanı İsrafil Bayrak, “MEB’de Abidik Gubidik İşler” diyerek açıklamalarda bulundu.
Bayrak yaptığı açıklamada; “MEB çalışanları bilir ki, MEB’de işler iyi gitmiyor. Hatırlı ve yetkili kişilerin tehditkâr talepleri, siyasilerin eğitime lezzet! Katma çalışmaları, paralel bir sözde sendikal yapının koltuk-koltuk, makam-makam, parsel-parsel dağıtım/paylaşım ve aday memurlara aba altından parmak sallayarak giriştikleri abidik gubudik işler, Türk Milli Eğitimi’ni intiharın eşiğine getirmiştir.
2014 yılında 100 bine yakın okul yöneticisi bir gece yapılan abidik gubidik işlerin neticesi olarak görevlerinden alınıp, makamları adı sendika olan bir menfaat çetesinin üyelerine pay edildi. Yetmedi, 2015-2016 eğitim-öğretim yılından başlamak üzere Cumhuriyet tarihinde ilk kez öğretmenler mülakatla ve ardından 2016-2017 eğitim-öğretim yılında da sözleşmeli olarak atanmaya başlandı. Düşündürücü değil midir? Acaba hangi abidik gubudik menfaatler hesap edilmektedir? Yetmez, alengirli işlere devam…
MEB Müfettişliği de bu yönetim döneminde kaldırılmıştı. Artık sıra yeniden yapmaya geldi. Mevcut 2 bin 304 müfettiş arasından 430’unu, mülakatla bakanlık müfettişi yapmaya karar verdiler. Bir ay süren mülakata bin 960 maarif müfettişi katıldı. Alınacak 430 kişi olduğuna göre, mülakatta bin 530’unun elenmesi gerekirdi. Ancak öyle olmadı. Tam bin 528 kişi başarılı sayıldı. Yani mülakata katılıp da başarılı olamayan sadece 2 kişi.
Bakanlık maarif müfettişi olacakların maaşı 7 bin TL, diğer müfettişlerin ise 3 bin 800 lira. Emeklilik ikramiyeleri arasında da önemli fark oluşuyor. Mülakata alınan herkes başarılı sayılacaksa onca kişi bir ay süren mülakata niçin alındı? AKP’ye, ona bağlı sendikaya, bazı dini vakıflara yakınlığı ile bilinenlerin yüksek maaş almaları hesaplanmış olabilir mi? Bunların dışındaki bir siyasi yapı için de 24 kişilik bir liste verildiği iddiaları basına düştü.
Herkes mülakatta kazanıyor ama 430 kişinin dışındakilere “Kontenjan yetersizliği yüzünden atamanız yapılamamıştır” deniliyor. Gazeteci Saygı ÖZTÜRK 5 Mart tarihli yazısında diyor ki, “mülakatta başarılı sayılıp da görev verilecekler kimler? İl adı vermeyeyim ama o İl’de halen görevli 9, o ilde çalışıp da başka yere daha önce atanmışlardan 10, o il nüfusuna kayıtlı olup da başka illerde görev yapan 14 olmak üzere toplam 33 müfettiş mülakatta başarılı olup göreve başlatılacaklar arasında yer aldı. Mülakattan önce bakanlık müfettişliğine geçici olarak alınan 23 kişiden 22’si başarılı sayıldı ve göreve başlatılacaklar arasında yer aldı.”
Bakanlık maarif müfettişliği mülakatına katılan bin 960 maarif müfettişinden sadece iki kişinin mülakatta başarılı sayılmadığı yukarıda belirtilmişti. Başarılı sayılmayanların ikisi de mülakatın yapılış şekline itiraz etti ve her ikisi de “Sorulan sorulara cevap vermek istemiyorum” dediği için mülakat yapılan salondan ayrıldı.
Şayet MEB’de abidik gubidik şeyler olmuyorsa; madem herkes mülakatta başarılı sayılacaktı, bir ay boyunca mülakat yapmanıza ne gerek vardı? Yasa ve yönetmeliklerin pek işlemediği MEB’de yapılan çoğu uygulama yargıya neden götürülüyor? MEB, kadrolaşmak için almak istediklerini aldı. Diğerlerine de “kadro aldıkça sizi de alacağız” denildi mi? AKP’ye yakın müfettişlerden “kadro yok” denilip göreve başlatılmayanlar boş durmayıp, onların çabaları sonucu, apar-topar 100 kişilik Bakanlık müfettiş kadrosu daha alındı mı? Sorularının bir an önce cevap bulması gerekir.
Bu gibi durumlar devlet işlerinin abidik gubidik yöntemlerle yürüdüğünün göstergesidir. Bilinmelidir ki, ister merkezde ister taşrada olsun yapılan bu abidik gubudik işler unutulamaz. Bizlerden unutmamız, üzerine bir bardak soğuk su içmemiz beklenmemelidir.
Ola ki yarın, karanlıklar aydınlandığında… Gün gelip hesap döndüğünde… Karanlık gecede kara mermerde kara karıncayı görenin emri vuku bulduğunda… Rakip ve Atid defterlerini henüz dürmeden, bizim ile helalleşmeden önce hesaplaşmadan bu defter kapanmaz… Kapanamaz! Kamuoyuna Saygıyla” ifadelerine yer verdi.
