Bayraktutan: “Bir Başbakana Nasıl Böyle Bir Şey Yapabilirsiniz?”

0
545

ANKARA-CHP Artvin Milletvekili Av. Uğur Bayraktutan, “Başbakanı aldatan bürokratları Artvin’in Milletvekili olarak şiddetle kınıyorum, lanetliyorum! Bir Başbakana nasıl böyle bir şey yapabilirsiniz?”

CHP Artvin Milletvekili Av. Uğur Bayraktutan, Başbakan Binali Yıldırım’ın Artvin mitinginde Cankurtaran Tüneli’nin açıldığı şeklindeki konuşmasına ilişkisin “Başbakanı aldatan bürokratları Artvin’in Milletvekili olarak şiddetle kınıyorum, lanetliyorum! Bir Başbakana nasıl böyle bir şey yapabilirsiniz?” dedi.

Bayraktutan mecliste yaptığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Sayın Başbakan Artvin’i onurlandırdı, Artvin’de miting yaptı, kendisine bütün Artvinliler adına hoş geldin diyorum. Ama uzun yıllardır Artvin’de siyaset yapıyorum, ilk olarak bir şeye şahit olduk: Sayın Başbakan Artvin’de meydanı dolduramadı. Fotoğrafları size getirir gösteririm. İlk olarak böyle bir olayla karşı karşıya kalıyoruz. Demek ki Artvin’le alakalı bir hayırlı sonuç çıkacak. Daha önceki konuşmamda söylemiştim “Topraklarımız bayırdır, Artvin’in kararı ‘Hayır’dır.” Hep beraber bundan sonra da göreceğiz değerli arkadaşlarım.

Bakın, şimdi şöyle bir tablo var; sizinle bazı şeyleri paylaşmak istiyorum. Bakın, Gençlik Spor İl Müdürlüğünün bir yazısı var. Değerli milletvekilleri, 30 Mart 2014 seçimlerinden önce Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı Artvin’e geliyor, biz o tarihte milletvekiliyiz. İl Başkanımız Gençlik Spor İl Müdürlüğüne bir yazı yazıyor. Artvin’de her yere helikopterin inmesi mümkün değil. Helikopterin inebileceği birkaç tane düz alan var, bunlardan bir tanesi de spor sahası, futbol sahası. Sayın İl Müdürü bize cevap veriyor, diyor ki: “Efendim, bu alana helikopterin inmesi… Şehir stadı sentetik çim yüzeyli olup helikopterin inişi sırasında halının üzerine serili granül ve kuvars kumunun fırlaması nedeniyle saha zeminine zarar verileceği için üzerindeki sentetik çim yüzeyli statlara helikopterin inişi mümkün değildir.” diyor. Bakın, orijinal yazı burada.

Şimdi, bugün merak ettim Sayın Başbakan acaba nereye inecek diye? Sayın Bakan eğer dinlerse, not alırsa ilginç bir örnektir onun için. Bir de baktık ki Sayın Başbakan oraya inmiş, Sayın Başbakanın helikopteri… Hatta 1 tane inmemiş, 5 tane birden inmiş.

Şimdi, iki ihtimal var: Sayın Başbakanın helikopteri o kumlara eğer zarar vermemişse ya galoş takmışlardır -ihtimallerden bir tanesi bu- muhtemelen galoş takmışlardır helikoptere. İkincisi de, bizim Genel Başkanımız daha küçük, “pır pır” diye tabir edilen bir helikopterle indi. Bizimki zarar verirdi; neden? O zaman Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğunda oturuyordu Kemal Kılıçdaroğlu, ağırdı; demek ki zarar verirdi. Öyle bir tercih yapılması gerekiyor değerli arkadaşlarım.

Bakın, şöyle bir durum var: Biraz önce Sayın Başbakan yaptığı konuşmada ilginç bir örnek verdi. Artvin’e bir müjde verdi; dedi ki: “Ey Artvinliler -aynen böyle- Artvin’e Cankurtaran Tüneli’ni yaptık. 5.500 metre uzunluğunda 2 tane tüp var; 1 tüpten geliyorsun, 1 tüpten gidiyorsun. Oradan bir giriyorsun, Borçka tarafından öbür taraftan çıkıyorsun.”

Şimdi, Artvinli hemşerilerim beni aradılar. Ben de televizyon başında izledim ve “Acaba biz başka bir Artvin’de mi yaşıyoruz?” dedim. Bu Cankurtaran Tüneli falan açılmış değil değerli arkadaşlarım, Sayın Başbakanı yine yanılttınız.

Bakın, 29 Ekim 2010 tarihindeki temel atma töreninde ben Borçka’da İl Başkanıydım. Sayın Başbakan konuşma yapıyor. -Bundan önceki konuşmalarımda da söyledim.- Müteahhidi çağırdı, gel dedi buraya, bir gel. Bir koyun pazarlığı yaptılar müteahhitle. “Gel, seninle bir pazarlık yapacağız.” dedi. “Gel” dedi buraya, ikisinin ismi de var. “Kaç ayda bitireceksin?” dedi. Şartnameye göre dediler ki: “Otuz ay.” “Olmaz.” dedi; Binali Yıldırım diyor, Sayın Başbakan, o zaman Ulaştırma Bakanı idi. Dört ay daha indirdiler, yirmi altı ayın pazarlığını yaptılar değerli milletvekilleri. Bugün hiç o konulara girmedi. Aradan yetmiş beş ay geçti, ortada tünel münel yok, hiçbir şey yok.

Şimdi, Başbakanı birisi yanıltıyor, kandırıyor demiyorum saygımdan dolayı; birisi Başbakana yanlış bilgi vermiş. Bakın, o tarihten bugüne kadar kırk ay fazladan geçti, şu anda tünel diye bir olay yok. Şimdi, bugün de Artvin Meydanı’na indikleri zaman Sayın Başbakana şöyle söylemişler, demişler ki: “Cankurtaran Tüneli açıldı; herkes gidiyor, geliyor.”

Değerli arkadaşlarım, tünelle alakalı, bakın, Sayın Ulaştırma Bakanına bir soru sordum, cevabını daha yeni aldım, 24 Şubat 2017 tarihli cevap burada. Son kısmında diyor ki: “Bu tünelin açılması ikmal inşaatıyla alakalı Kamu İhale Kurumundaki itiraz sonuçlanırsa, koşullar iyi olursa -daha doğrusu şöyle söyleyeyim, zeytin ağaçları yaprak döker, kış aylarında da incir ağaçları meyve verirse- bu tünel 2017’de açılacak.”

Ben buradan açıkça bütün Artvin’e ifade ediyorum: Sayın Başbakana birisi yanlış bilgi vermiş. Anladığım kadarıyla, Artvin’den Hopa’ya kara yoluyla gidiyor. Ben kendisine öneriyorum, Cankurtaran Tüneli’nden bir geçsin bakalım nasıl geçiyor.

İki tane problem var: Bu yazılan cevaba göre Cankurtaran Tüneli’nin yüzde 65’i yapılmamış. Bakın, bunun altında Bakanın imzası var.

Şimdi, Sayın Başbakanın o tünelden geçebilmesi için, Borçka tarafında 20 metrelik bir boşluk var, dereye düşmesi lazım. Eğer olur da dereden karşı tarafa doğru geçerse, Hopa tarafına doğru geçtiği zaman da viyadüğe ulaşması için 50 metrelik bir boşluktan atlaması lazım, yani daha doğrusu paraşütle geçmesi lazım değerli arkadaşlarım. O nedenle, Artvin Meydanı’nda kendisinin, söz konusu tünelle alakalı yapmış olduğu olay ihale şartnamesinde kendisi nasıl aldatıldıysa bugün de kendisine aldatılmayla alakalı bürokratlar tarafından verilmiş yanlış bilgi var. Onu aldatan bürokratları Artvin’in Milletvekili olarak şiddetle kınıyorum, lanetliyorum! Bir Başbakana nasıl böyle bir şey yapabilirsiniz? (CHP sıralarından “Bravo!” sesleri, alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, bir ülke başbakanını düşünün, kara yolları müteahhidi kandırmış ülkenin başbakanını değerli arkadaşlarım. Kara yolları müteahhidi demiş ki: “Tamam, ben sana yirmi altı ayda teslim edeceğim.” Ortada ne tünel var ne Cankurtaran var ne bir şey var. Bugün de Değerli Başbakanımız Artvin halkına yanlış bilgi verdiler değerli arkadaşlarım.

Buradan Türk Telekom Müdürüne de, Türkiye’nin Parlamentosundan, Türkiye Büyük Millet Meclisinden saygılarımı gönderiyorum. Artvin’in meydanında TÜRK Telekom’un binası var değerli arkadaşlarım. Biliyorsunuz, TÜRK TELEKOM özelleştirildi, sizin eski bakanlarınız, milletvekilleriniz onun yönetim kurulunda yer alıyorlar. Daha önceki mitinglerde sizler asıyordunuz, Cumhuriyet Halk Partisinin adaylarının fotoğraflarını, kendi propaganda afişlerimizi “Bizler de asalım.” diye TÜRK Telekom’a başvuruda bulunduk, TÜRK Telekom’un değerli müdürü ve yöneticileri “Hayır, buraya herhangi bir şekilde siyasi afiş asamazsınız.” dediler. Bunun üzerine gittim müdürü aradım “Yapma etme, çifte standart olmaz. Bakın, bu da bu ülkenin bir değeri, bu da bu ülkenin partisi.” dedim. Değerli müdürümüz bunu kabul etmedi. Şimdi, bugün baktık ki Artvin meydanında “evet” pankartlarını yukarıdan aşağıya doğru Başbakanın fotoğraflarıyla beraber asmışlar.

Şimdi ben burada hem TÜRK Telekom’un Türkiye’deki yetkililerine hem Artvin’deki müdürüne sesleniyorum. İnşallah, on-on beş gün sonra o meydanda “hayır ”la alakalı on binlerin yığıldığı büyük bir miting yapacağız. Göreceğiz o zaman, o binaya ben bizzat dilekçeyle başvuracağım müdür bey. Sen o binaya “hayır” pankartları astırmadığın zaman -ben yaptım, aboneliğimi sona erdirdim- Artvin’de Cumhuriyet Halk Partililer, sosyal demokratlar, yurtseverler sana bunun bir bedelini ödetecekler müdürüm, onu hep beraber göreceğiz değerli arkadaşlarım.

Valiye de söyleyeceğim bir söz var. Bütün bunlardan sonra sayın valimizi anmadan geçmek ona karşı, devletin valisine karşı saygısızlık olur değerli arkadaşlarım. Bakın, hani Hollanda’ya kızıyoruz ya “Miting yaptırmıyorlar, afiş astırmıyorlar, pankart astırmıyorlar, toplantı gösteri yürüyüşleri yasak, oturma eylemi yasak.” diye, Artvin’de afiş bile yasak değerli arkadaşlarım, Artvin’de afiş bile yasak. Bakın, Artvin’de herhangi bir şekilde afiş asamıyoruz. Cerattepe değil, “c” deseniz hemen yakalıyor polis, kolluk hemen yakalıyor. Bugün Artvin’de öyle bir hâl ilan etmişler ki sanki terör bölgesinde, bir terör tehdidi var. Kemal Kılıçdaroğlu’na bu suikast girişimi yapılıyorken bu güvenlik görevlileri neredeydi değerli arkadaşlarım? Bugün 2 bin tane polisi Artvin’e yığmışsınız. Esnaf dükkânına giremiyor, iş yerlerine giremiyor, sıkıyönetim koşulları uygulanıyor, olağanüstü hâl koşulları uygulanıyor. Ağustos ayında ben genel başkanımla Şavşat’tan Ardanuç’a giderken saldırıya uğradık, neredeydi bu güvenlik görevlileri değerli arkadaşlarım? Kimden korkuyorsunuz, kimden çekiniyorsunuz? 2 bin tane polisle Artvin’de Başbakanı kimden koruyorsunuz? Biz Artvinliler o Başbakanı koruruz, tereddüt etmeyin, o Başbakanı da koruruz değerli arkadaşlarım.

Şimdi vali ne yapmış? Kalkmış “Artvin’de afiş bile yasak.” diyor, gösteriyi müsteriyi, her türlü şeyleri yasaklıyor. Biz ne yapıyoruz? Bugün Sayın Başbakan Artvin’de miting yapıyor. Yapsın tabii ki, hiçbir problem yok benim açımdan. Hani miting yasaktı Artvin’de? Hani gösteri yasaktı? Başbakana o zaman bu mitingi niye yaptırıyorsun? Bu yasak burada niye duruyor Sayın Vali? Bunu al, çerçeveletir, kendi arkana as bunu. Şurada açıkça ifade ediyorum: Ayın 18’inden, 19’undan sonra rutin olarak aylık periyotlar hâlinde, birer ay, birer ay, birer ay Artvin’de gösteri ve toplantı yürüyüşlerini yasaklıyorlar. Artvin’in milletvekili olarak buradan açıkça ifade ediyorum: Bundan sonra yapacağın yasağı tanımıyoruz Sayın Vali. Senin yasağını tanımıyoruz. Ben hukukçuyum. (CHP sıralarından alkışlar) Bak, senin yasağın burada. Bu yasağı tanımıyoruz Değerli Vali. Yani sen sırf Cerattepe’ den korkuyorsun diye, Cerattepe ’de eylem yapılmasın diye… Aslında Mehmet Cengiz’e sesleniyorum, Artvin’de vali yok. Bak, yasak burada. Bu yasağı yırtıyorum, atıyorum bir tarafa doğru. Bu yasağı tanımıyoruz. Bundan sonra biz de yasak masak tanımıyoruz. (CHP sıralarından alkışlar) Cerattepe ‘de beynimizle mücadele ediliyor. Bugün Sayın Başbakan her şeyden söz etti, her şeyden söz etti, bir Cerattepe’yi ağzına almadı. Niye? Cerattepe tabu. Niye? Cerattepe ’ye girerse arı kovanına çomak sokar, Artvinlileri rahatsız eder diye.

Buradan açık açık ifade ediyorum değerli arkadaşlarım, bir kere daha üstüne basarak söylüyorum: Yasakları tanımıyoruz, miting yasağını tanımıyoruz, toplantı gösteri yürüyüşü yasağını tanımıyoruz. Önümüzdeki dönemde Artvin’le alakalı bütün tasarruflarda bundan sonra Artvin halkı kendi karar verecektir, açıkça ifade ediyorum. O nedenle önümüzdeki süreç çok önemli bir süreç. Artvin Türkiye’nin en güvenli ili, en huzurlu ili. Güven açısından 2’nci sıraya konulmayacak bir ili bu hâle getirenler, Artvin’i bu sıkıntıya sokanlar utansın diyorum. Bu vebali yaşadıkları müddetçe, ömürleri boyunca boyunlarında bir yafta olarak taşıyacaklardır diyorum.

O anlamda yüce Parlamentodan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Parlamentosundan Artvin’in yüce insanlarını saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. 96’ncı kurtuluş yıl dönümümüzü tekrar kutluyorum. Parlamentodan diyorum ki iyi ki Artvin var, Artvin’de kalın, Artvince kalın diyorum.”