Türk Eczacılar Birliği’nden Artvin Maden Direnişine Destek

0
851

ARTVİN-Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak yılın son gezisini Artvin / Cerrattepe’ye yaptı.

Eczacı Erdoğan Çolak; kentin ve doğanın büyük bir yıkıma uğramasının açık olmasına karşın, Artvin’in hakim tepelerinden bir tanesi olan Cerrattepe’de 38 hektar alanda bakır ve açık ocak altın işletilmesine direnen Yeşil Artvin Derneği ve bölgede nöbette bulunan halkı, aralarında Diyarbakır Eczacı Odası başkanı Eczacı Ferat Değer ve TEB Eski Genel Sekreteri Eczacı S. Tekin Çağlar’ın da bulunduğu eczacı heyetiyle beraber ziyaret etti.

Ecz. Erdoğan Çolak yaptığı ziyaret ve maden işletmelerine ilişkin geri dönülemez zararlara ilişkin şunları söyledi: “Bir doğa harikası ve kentin kalesi konumunda olan Artvin’in Cerrattepe bölgesinde çok sayıda yargı kararına rağmen, 38 hektar alanda altın ve bakır başta olmak üzere çeşitli madencilik faaliyetlerine izin verilmiş bulunuyor. Her şeyden önce yargı kararının arkasından dolanarak yapılan bu faaliyetlerin bir an önce durdurulması gerekir.

Çünkü

* Maden işletmesi, daha önce milli park ilan edilen Hatila Vadisi’nin ile turizm alanı olan ve her yıl geleneksel boğa güreşlerinin yapıldığı Kafkasör Yaylası üzerine kurulmuştur.

* Hatila Vadisi’nde endemik bitki türleri vardır ve maden sahası açılırken binlerce ağaç şimdiden yok edilmiştir.

* Artvin’e kuş uçuşu 4 km uzaklıktaki maden sahası aynı zamanda Artvin’in su ihtiyacını karşılayan tepeler üzerine kurulmuştur. Bu halk ve çevre sağlığı açısından büyük bir risk oluşturmaktadır.

* Adeta kentin çatısında kurulan madene yörenin heyelan bölgesi olduğu dikkate alınmadan işletme izni verilmiştir. Bu da ilk şiddetli yağmurda Artvin kentini sel basması ve başka felaketler anlamına gelecektir.

Cari açığı düşüreceği söylenen altın ve bakır, insan hayatından daha değerli değildir. Yüzyıllardır bölgeye ev sahipliği yapan ağaçlardan, endemik bitki türlerinden daha değerli değildir. Çoğu araştırılmamış bu bitki türlerinin bir tanesinin hastalığı tedavi edici gücü bulunduğunda çoktan ortadan kaybolmuş olması, insanlık tarihi açısından telafi edilebilir bir durum değildir.

25 yıla yakındır bölgede mücadele sürdüren, hangi partiden, hangi düşünceden, taraftan olursa olsun, sadece doğanın ve kentsel yaşamı sürdürmenin peşinde olan, Cerratepe’ye kurdukları baraka ile kar soğuk demeden nöbet tutan Yeşil Artvin Derneği ve halkın yanında olmaktan büyük bir gurur duydum. Onların arasında eczacılarımızın etkin katılımını gördükten sonra bu mesleğin bir mensubu olmaktan bir kez daha onur duydum.

Tüm yaşam savunucularını Cerrattepe’deki mücadeleyi desteğe çağırıyorum. Çünkü bu sadece Artvin’in değil, yaşamın korunması mücadelesidir.”