Fındık-SEN: 2018 yılı fındık değerlendirmesi

0
738

Kutsi Yaşar 
Fındık-Sen Genel Başkanı

Her sene hasat dönemi öncesi fındık değerlendirmesi yapan ve fiyat önerisinde bulunan Fındık Üreticileri Sendikası (Fındık-SEN), rekolte ve fiyat spekülasyonlarının artması karşısında 2018 değerlendirmesini yayımladı.

Fındıkta bitmek bilmeyen rekolte tartışmaları devam ediyor

Tarım ve Orman Bakanlığının daha önce almış olduğu fındık rekolte açıklamaları tekelden olacağı kararına rağmen 2018-19 sezonuna ilişkin fındık rekolte açıklamaları ardı ardına geldi. Sert Kabuklu ve Kuru Meyveler Konseyi tıpkı geçmiş yıllarda olduğu gibi ilk açıklamasını yaptı. İspanyanın Sevilla kentinde 37. Kongresini gerçekleştiren ve Türkiye’den de temsilcilerinin hazır bulunduğu kongrede Konsey 2018-2019 fındık sezonu için 640 bin ton rekolte açıklamsı yaptı. Diğer yandan TUİK de yapmış olduğu açıklama ile fındık da 2018-19 sezonu için 580 bin ton rekolte tahmini yaptı. Ancak bu rakamın iklimsel faktörler ve külleme hastalığına bağlı olarak biraz daha az gerçekleşebileceği öngörüsü yapıldı. Böylelikle Tarım ve Orman  Bakanlığı’nın Rekolte açıklamalarına ilişkin kararı bu yıl da yok hükmünde oldu. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın rekolte tahminine ilişkin çalışmalar tamamlanmış olup önümüzdeki günlerde açıklama yapması beklenmektedir.

Döviz kurları uçuyor fındık fiyatı yerinde sayıyor

2014 yılı don afetinden bu yana fındık fiyatları çift  hanelerde dolaşmış hatta bir ara 22 TL’ye kadar alıcı bulmuştu. 2016-17 fındık sezonu başlangıcında hızla 15 TL’ye kadar fiyatlar yükseliş göstermiş ardından fiyatlarda gerileme başlamış, sezonda ortalama fiyat 12-12,50 TL bandında gerçekleşmişti. Sezon sonuna doğru daha da baskılanan fiyatlar 8-8,50 TL bandına kadar gerilemişti. 2017-18 sezonunda TMO devreye sokularak 10-10,50TL’ye alımlar yapılmıştı. Dolar ve Euro da son dönemdeki artışlarla fındık üretim sürecindeki tarımsal girdilerde; ilacından gübresine, alet ekipmanından işçi ücretlerine kadar %30-40 artışlar olmuştur. Fındık çiftçisi bir yandan artan maliyetler diğer yandan yükselen döviz kurları sonrasında fındık fiyatlarında da yüksek fiyat beklentisi içindedir. Oysa, fındık fiyatları serbest piyasada 10 TL bandında yerinde saymaktadır.

Çiftçiler daha çok yoksullaşıyor                      

Ekonomik kriz daha da derinleşmekte, döviz kurlarındaki durdurulamayan artışlar hammadde olarak dışa bağımlı girdi fiyatlarını sürekli artırmaktadır. Ürün fiyatları yerinde sayarken bir yandan tarımsal girdi fiyatları diğer yandan da yaşamsal girdiler zam üstüne zam almakta ve fındık çiftçisi yoksulluğa  mahkum edilmektedir.

ÜrünlerMiktarFiyat(TL-2002)MiktarFiyat(TL-2018)
Tüp Gaz12 kg14,9512 kg95,0
Tarım İlacı0,8 kg10,000,8 kg100,00
Mazot1 lt1,0981 lt5,74
Toz Şeker1 kg0,6751 kg  5,15
Ekmek500 gr0,280250 gr  1,25
Gübre1000 kg176,001000 kg1000,00

Fındık çiftçisinin insanca yaşaması için gerekli olan ekmek, şeker vb. yaşamsal ihtiyaçlarının ve tarımsal girdilerin fiyatları sürekli artarken fındık fiyatlarındaki dalgalanmalar borç sarmalının büyümesine sebep olmuş, fındık çiftçisi kendi kaderine terk edilmiştir. Darbe girişiminden sonrası ve KHK düzenlemeleri ile olağanüstü dönemlerle geçiştirilen süreç ve ekonomide yaşanacak olumsuzluklar fındık çiftçisini daha da yoksullaştırmaktadır..

İhracat  miktarı artıyor, fındık gelirleri düşüyor

2017-18 fındık sezonunda 3,50-4 TL bandında euro da 4-4,50 TL bandında seyir almıştır. Yıl başından bu yana döviz kurlarında meydana gelen bu dalgalanmalar ihraç ürünü olan fındık fiyatlarına bir türlü yansımamıştır. Sezon başında 15 TL’den alıcı bulan fındık sezon genelinde 11-12 TL bandından alıcı bulmuştur. Aynı dönemde dolar 5TL’ye kadar euro da 5,50 TL’ye kadar artış göstermiş, bu dalgalanmalar karşısında ihraç ürünü fındık fiyatlarında artış olmamıştır. İhracatın büyük bir bölümü İtalya, Almanya ve Fransa başta olmak üzere AB ülkelerine gerçekleşmiştir. Bir önceki döneme göre ihracat miktarında 50 bin tonluk artışa karşılık ihracat gelirinde 95 milyon  dolarlık  bir gerileme olmuştur.

DönemÜretim (Kabuklu BinTon)İhracat (iç/Bin ton)Bedel (milyar dolar)Fiyat Kg (Dolar)
2004-05       350194,591,5548,00
2005-06       530239,361,9528,20
2006-07       661248,661,2625,10
2007-08       530207,281,5897,70
2008-09       801244,621,1784,80
2009-10       500252,3051,5446,12
2010-11       400281,0001,7836,38
2011-12       489229,6271,8197,92
2012-13       602301,001,7505,80
2013-14       480240,001,6907,00
2014-15       300217,4272,79912,87
2015-16       580243,9842,1619,20
2016-2017       500217,6001,7528,05
2017-2018       650265,2211,6536,25

Kaynak: İhracatçılar Birliği İstatistik Tabloları

İklim koşulları ve Külleme hastalığı çiftçileri zorluyor                                        

Külleme hastalığı artarak devam etmekte olup fındık üretiminde önemli ölçüde verim kaybı yaratacaktır. Bir de buna Temmuz sıcakları eklenince fındıkta verim kayıpları kaçınılmaz olacaktır. Bu bağlamda Fındık çec olup çuvala girene kadar bir şey konuşmak anlamsız olur. Fındıkta tarım sigortası yaptıranların sayısı bir önceki yıla göre artış gösterse de henüz yeterli sayıda değildir. Bunun sebebi de hem primlerin yüksek olması hem de sigorta sisteminin yaygınlaşmasını sağlayacak bir anlayıştan uzak olmamızdır. Her ne kadar primin %50’si  devlet tarafından karşılansa da bu oran don teminatında %60 oranına kadar çıkmakta olup geriye kalan prim ödemeleri çiftçiler tarafından ödenmektedir. Primler yüksek ve sigorta sistemi çiftçiler lehine değil de daha çok şirketleri koruma ve kollamaya yönelik kurgulanmıştır. Tarım sigortasında bu durumun sürdürülebilirliği gittikçe zayıflamaktadır. Aksi taktirde bankalardan kredi kullanmayanlar dışında sigorta yaptıracak çiftçi kalmayacaktır.

Referandum, seçim ardı sıra geliyor, alan bazlı ödemeler Bakanlar Kurulu kararı ile tekrar uzatılıyor

Alan bazlı ödemelerin ilk üç yıllık planından sonra ikinci üç yıllık planın da sonuna gelinmiş, Kasım seçimlerinden sonra AKP hükümeti bir yıl uzatma uygulamaya geçmiştir. Haziran ayı içinde yapılan uzatma ödeme ile fındık çiftçilerine son kez ödeme yapılmıştı. Ancak referandum sürecinde alan bazlı ödemede bir kez daha uzatma kararı çıkmıştır. Referandumdan sonra yapılan 24 Haziran seçimlerinden önce  Bakanlar Kurulu Kararı ile alan bazlı ödemeler bir kez daha uzatılmıştır. Ancak bu süreçlerde bir türlü çiftçi lehine depoculuk sistemi geliştirilememiştir. Oysaki don afetinin yaşanmış olduğu 2014 yılı fındık gibi ihracat ürünlerinde arzın kontrolünü sağlayacak ve düzenleyecek olan depolama sisteminin önemini bir kez daha açığa çıkarmıştır.

Fındık bizim ürün olmaktan çıkıyor

Bir zamanlar FİSKOBİRLİK’in tek başına söz sahibi olduğu fındık ihracatında artık İtalyan, Alman ve Fransız çok uluslu gıda ve tarım şirketleri belirleyici konumdalar. İtalyan Ferrero ve onun Türkiye deki kolu Oltan Gıda fındık ihracatında oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Bu şirketler sadece fındık ihracatı yapmayıp aynı zamanda ülkemizde bir çok çalışanı ile sahada da yer almaktadırlar. Ayrıca Almanya ülkesinde fındık üretmemesine rağmen dünya fındık ticaretinde önemli bir rol oynamaktadır.

TMO müdahale alımlarına devam etmelidir

Geçen dönem müdahale alımlarına sezon başında başlayan TMO bu sezon da alımlara baştan başlamalıdır. Fiyat belirlenirken döviz kurlarındaki artışlar ve buna bağlı olarak artan maliyetler dikkate alınmalı, fındık çiftçisini mağdur etmeyecek bir fiyat açıklanmalıdır.

Fındık Üreticileri Sendikası olarak kurulduğumuz 2004 yılından bu yana her hasat öncesi fındık referans fiyatlarını açıkladık. Referans fiyatın hesaplamasında dünyada yetişen diğer ürünlerin fiyatları nasıl hesaplanıyorsa aynı kriterleri esas aldık. Yani fındık maliyet fiyatı üzerine % 25 kar payı ve onun da üzerine  dört kişilik çekirdek ailenin yaşam standardını esas alan  ve ekonomik göstergelerde alım gücünün daha da azaldığı noktasından yıllık enflasyon farkını da içine alan insanca yaşama payını ekleyerek fındık fiyatını hesaplamıştık. 2018-19 sezonu maliyet ve fiyat çalışmalarımız halen devam etmekte olup yeni alım dönemi öncesi kamuoyuna açıklanacaktır. Geçen dönem fındık fiyatımız 15,00 TL olarak açıklanmıştı.

Fındık-SEN olarak Tarım ve Orman Bakanlığı’na ve ülke kamuoyuna çiftçilerin Cenevre de  Birleşmiş Milletler tarafından kabul gören haklarından bir tanesinin de Tarımsal Üretimde Fiyat ve Piyasa Belirlemede Özgürlük Hakkı olduğunu ve çiftçilerin bu kapsamda adil bir piyasaya  ve tatmin edici  bir fiyata ulaşma haklarını hatırlatmak öncelikli görevimizdir.

Çiftçiler talep ediyor          

Fındık-SEN olarak fındıkta tüm tarafların kazanacağı bir formülün peşinde değiliz. Çok iyi bilmeliyiz ki bir tarafta üreten çiftçiler diğer tarafta ürettiklerimizi yok pahasına almaya çalışan şirketler var.  Şirketler kazanırsa paralar ülke ekonomisine değil çok uluslu şirketlerin havuzuna akacaktır. Oysa fındık çiftçileri kazanırsa ülke ekonomisi de kazanacaktır.

FİSKOBİRLİK’in üretimden pazarlamaya kadar zincirin her halkasına sahip olacak şekilde ve fındık çiftçilerinin yönetimlerini demokratik olarak belirleyecekleri bir yapıya kavuşturulmasını talep ediyoruz. ANAP-DSP-MHP koalisyonu döneminde sözde özgürleştirme yasası olarak çıkarılan4572 sayılı kooperatif yasasının şirketler lehine olan hükümleri kaldırılsın diyoruz.

  • Gerek uluslar arası sözleşmelerden gerekse de Anayasadan gücünü alan fındık çiftçilerinin, bağımsız olarak sendikal örgütlenmesini sağlayacak iç hukuk düzenlemeleri yapılsın. Var olan Ziraat Odaları’nın, Birliklerin vd. çiftçi örgütlerinin de demokratik yapılara kavuşturulmasını talep ediyoruz.
  • Lisanslı depoculuğun şirketlere kazandırmaya yönelik değil, fındık çiftçilerinin yararına olacak şekilde kurgulanmasını talep ediyoruz. Alan bazlı ödemelerin heba edilen ilk üç yıllık takviminden sonra ne yazık ki ikinci üç yıllık planda da bu konunun mutlak çözümü sağlanmamıştır. Bu konuda Tarım ve Orman Bakanlığı’nın gerekli adımları acilen atmasını bekliyoruz.
  • Tarım Sigortaları Yasası’nın şirketlerin kazancını artırmak için değil, fındık çiftçilerinin zor günlerinde yardımcı olmak amacıyla yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz.
  • Fındık çiftçilerinin eksiksiz sosyal güvenceye kavuşturulmasını talep ediyoruz.
  • Mevsimlik işçiler için  2009 yılında hazırladığımız rapordan sonra ulaşım, barınma ve çocuk emeğinin kullanılmasında birtakım olumlu gelişmeler olsa da yeterli   değildir. Hali hazırda mevsimlik tarım işçileri düşük ücretli ve sosyal güvencesiz çalışmaya devam etmektedirler. Mevsimlik işçilerin koşullarının iyileştirmesinin garantiye alınmasını, çocuk emeğinin kullanılmamasını talep ediyoruz.