Hopa Kadın Meclisi: Hopa Belediye Başkanı Kadın Dayanışma Merkezi’ne kilit vurmak istedi

0
138

Hopa Kadın Meclisi, Kadın Dayanışma Merkezi ile ilgili bir açıklama yayınlayarak, Hopa Belediye Başkanı Taner Ekmekçi’nin kendilerine “sizinle yürümek istemiyorum, yaptığınız işler çok güzel, kendinize bir dernek veya platform kurun” dediğini belirtti.

Hopa Kadın Meclisi; Kadın Dayanışma Merkezi’nin kuruluş aşamasından bugüne kadar neler yaşandığını aktardı. Kadın meclisi gönüllüleri Hopa Belediye başkanı Taner Ekmekçi’nin birlikte yöneteceğiz dediğini ancak gelinen noktada Kadın Dayanışma Merkezi’nin kapısının kilidini değiştirdiğini ifade ettiler.

Kadın Meclisi gönüllüleri, Kadın Dayanışma Merkezi’ni kadınların direnerek kurduğunu; koşullar ne olursa olsun; toplumsal dönüşüm, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda mücadele etmeye ve kadınlarla dayanışmaya devam edeceklerini belirtirtti.

Hopa Kadın Meclisi’nin Kadın Dayanışma Merkezi ile ilgili açıklama:

İki buçuk yıl önce yerel seçim sürecinde oluşturduğumuz Hopa Kadın Meclisi’nin; ”Kent Bizim, Hayat Bizim” buluşmasında tüm kadınlarla birlikte Hopa’da, Kadın Dayanışma Merkezinin açılması kararı almıştık. Bu karar hepimizi heyecanlandırmıştı. Hem kente dair, hem de yaşadığımız sorunlara dair birlikte çözümler üreteceğimiz, birbirimizden güç alacağımız ve dayanışmayı büyüteceğimiz, kadınların söz sahibi olduğu bir yerel yönetimi güçlendirmek hepimiz için önemliydi. Kadına Yönelik şiddetin her geçen gün arttığı, haklarımıza ve yaşamlarımıza karşı kadın düşmanlığını devletin en tepesinden evlerimize kadar örgütleyen iktidarın karşısında, birlikte kazandığımız Hopa Belediyesi’nin; kadınlardan ve çocuklardan taraf bir yönetim anlayışıyla, kentin yönetiminden, karar alma süreçlerine kadar kadınların katılımının olduğu bir kent, hiç kuşkusuz ki daha yaşanılır olacaktı bizler için.

Eşit bir hayat için, her türlü şiddetin karşında kadın dayanışmasını güçlendirecek bir toplumsal süreci inşa edebilmek için, mahallelerimizde, okullarımızda yapacağımız bilinç yükseltme çalışmalarıyla toplumsal değişimi ve dönüşümü için, ilk adım olarak Kadın Dayanışma Merkezi’nin fiziksel mekanını hazırlamaya koyulduk. Mekanda nasıl renkler kullanmamız gerektiğinden, çocuk odasında kullandığımız görsellere, görüşme odasının nasıl düzenlenmesi gerektiğine kadar üzerine araştırdık, tartıştık, kadın mücadelesinin deneyimlerinden feyz aldık. Belediye Başkanı ve Belediye Meclis üyelerine; KDM nedir, mekanı nasıl düzenlenmelidir, çalışacak kadrolar, gönüllüler nasıl bir bakış açısına sahip olmalıdır, diğer Belediyelerde nasıl örnekleri mevcuttur gibi bilgilendirici toplantılar yaptık. KDM tüzüğümüzü hazırlayarak Belediye Meclis toplantısına sunduk. Onay alarak, Kültür Müdürlüğü’ne bağlı bir birim olarak kurulduk.

İki buçuk yıl, hem fiziki hem de personel ihtiyacının karşılanarak tam anlamıyla faaliyete girmesi için gösterdiğimiz direnç ve çaba ekonomik gerekçelerle geri çevrildi. Pandeminin başında toplumsal faydasının ne olduğu anlaşılamayan 6 kişinin belediyede işe alındı. Bu süreçte fiziki koşullar için elimizden gelenin fazlasını yaparak, gönüllü avukat arkadaşlarımızla da, şiddet ve taciz karşısında dayanışmamızı göstermeye, merkezde seminer ve paneller düzenleyerek atölye faaliyetlerimize devam etmeye çalıştık. “İstanbul Sözleşmesi Bizimdir” kampanyası yürüttük.

İki buçuk yıldır personel ihtiyacı taleplerimize karşılık vermeyen Belediye Başkanı Merkez’e Psikolog alımı yaptı. Psikolog arkadaşımızla yaptığımız görüşmelerde, daha önce kadınlarla ve çocuklarla çalışma deneyimi olmadığını öğrendik. Bunun üzerine KDM’de çalışma yürüten kadroların ve Kadın Meclisi gönüllülerinin beraber katılacağı atölye, toplantı ve eğitim süreçlerini önerdik. Maalesef arkadaşımızın beraber iş yapmaktan kaçınan, ortak atölyelere katılmayı reddeden, süreci buraya kadar taşıyan Kadın Meclisi’nin emeklerini hiçe sayan tutumuyla karşılaştık. KDM; kadın mücadelesinin kolektif hafızasının, aklının, ortak iradesinin, çabasının ve mirasının sonunda oluşmuştur. Oluşum süreci yürütme süreçlerinin de belirleyicisidir. Bu merkezin sadece danışma hizmeti veren bir merkez olmadığını, dayanışma merkezi olduğunu sürecin başından beri ısrarla söylüyoruz. Bizler her defasında bu sürecin toplumsal ayağının önemini vurguladık. KDM’de her kadının söz hakkının olduğunu, bu sürecin bir parçası olan kadın meclisi gönüllülerinin ve KDM çalışanlarının (avukat, psikolog, pedagog, sosyal çalışmacı, genel bakımcı ve temizlik işleri ile ilgili kişi) süreci dayanışma içerisinde yürütebilirse başarılı olacağını biliyorduk.

Fakat daha ilk personel alımında, personelin Merkez’in sahibi olarak atanmasını, yıllardır KDM’nin kurulması için mücadele eden kadınları tasfiye etme hamlesi olarak görüyoruz ve kabul etmiyoruz. Bu personel alımının KDM’nin çalışmalarını güçlendirmek niyetiyle değil de, Başkan’ın siyasi ve akraba kontenjanından alındığını düşünüyoruz. Psikolog dışında diğer danışmalık hizmetlerinin, gönüllü olarak hizmet veren avukat arkadaşların iş akdinin dahi konuşulmaması ve gerekli diğer personellerin çalışma koşullarının netleştirilmemesi kabul edilemez.

24 Ağustos 2021 tarihinde, akşam saatlerinde Kadın Meclisi’nin gönüllülerinin yapacağı rutin toplantı için KDM’ye gidildiğinde, kapı kilidinin hiç kimseye haber verilmeden değiştirilerek psikolog arkadaşa teslim edildiğini gördük. Uzun bir bekleyiş ve ısrarla anahtar talebinden sonra, merkeze girdik ve ertesi gün Hopa Belediye Başkanı Taner Ekmekçi ile bir görüşme yaptık. Yapılan görüşme de, seçim sürecinde, ilerici demokrat, kadın hareketinin öznesi olmuş, kent yaşamına doğrudan müdahil olan, kentin ve toplumsal hayatın dönüşümü noktasında oluşturulan Kadın Meclisi’ne; “ sizinle yürümek istemiyorum, yaptığınız işler çok güzel, kendinize bir dernek veya platform kurun diyerek, küstahça bir tavırla niyetini ortaya koymuş, iki buçuk yıldır hem fiziki hem de fikri yapısı için emek harcayan kadınları aklınca kapı dışarı etmek istemiştir. Yoğun bir tartışmanın ardından, bizler Kadın Merkezi’nden çıkmayacağımızı, isterse kendilerinin çıkabileceğini söyledik. Ardından CHP Hopa İlçe Örgütü ile görüşerek, gerekli tutum ve önlemlerin alınmasını istedik. Fakat örgütsel olarak hiçbir yaptırım ve açıklama alamadık. Hopa’da AKP gericiliği karşısında, ilerici, demokrat güçlerin bir araya gelerek kurduğu ittifakın ve Kadın Meclisi’nin başarıya ulaştırdığı 2019 seçimlerinin, toplumsal beklentisinin karşılığı bireysel ego ve tavırla karşılanamaz. İttifakta yer almış örgütlerin ve ittifakın gövdesini oluşturmuş olan CHP’nin örgütsel ve toplumsal sorumluluk alarak davranmasını bekliyoruz. Başladığımız yerin, “şeffaf, halkçı ve demokratik bir yerel yönetim” olduğunun bir kez daha altını çizmek istiyoruz.

Kadın Meclisi olarak, üzerimize aldığımız toplumsal sorumluluk, kadınların toplumsal eşitliği ve kentin kadın bakış açısıyla düzenlenmesi noktasında; iki buçuk yıllık süreçte KADIN DAYIŞMA MERKEZİ’nde ekonomik gerekçelerle ve pandemi koşulları önümüze sürülerek yapılmayan tüm uygulamalara daha sert ve keskin bir biçimde müdahale etmeyerek zaman içerisinde çözüme kavuşacağını düşündüğümüz için tüm kadınlardan özür diliyoruz.

Kadınların iradesini ve çabasını tanımayan ,‘’BEN’’ dili hakim bir zihniyet KDM’de amacına uygun faaliyet yürütemez. Derdimiz çalışan personelle değil, kadınlara karşı, personeli kalkan yapan zihniyetledir. Yinelemekte fayda görüyoruz, kadın dayanışması güçlendirir ve yaşatır.

KDM’yi Kadın Meclisi’ndeki kadınlar direnerek kurdu; koşullar ne olursa olsun, toplumsal dönüşüm ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda mücadele etmeye, kadınlarla dayanışmaya devam edeceğiz.”