Kemalpaşa Belediyesi ve Kemalpaşa Halkevi, sermayenin gıdadaki egemenliğine karşı kent bostanı projesinde bir araya geldi. Bostana ekilen ürünlerden elde edilecek tohumların köylüye dağıtılarak, hibrit tohuma olan bağımlılığın kırılması ve ata tohuma dönüş amaçlanıyor.
Korona ile birlikte en önemli sorulardan biri haline gelen “Üretmeyen, dışa bağımlı Türkiye nasıl beslenecek?” sorusuna çözümler üretilmeye devam ediliyor. AKP’nin gıda politikaları ile birlikte hibrit tohumlara mecbur bırakılan çiftçi, elde ettiğini üründen yeniden tohum üretimi yapamıyor. Kısır tohum olarak da adlandırılan bu tohumlar tek bir ürün verdikten sonra, yeni ürün vermiyor.
Yıllardır tarladaki ürününün bir kısmını, tohumluk ayırarak üretime devam eden çiftçi, yerli tohumun satışının yasaklanmasıyla her yıl yeni tohum masrafına girerken, ata tohum (yerli tohum) da yok edilerek yeniden dönüşün önü kapatılıyor.
Kemalpaşa Halkevi ve Kemalpaşa Belediyesi, ata tohuma geri dönüş ve sermayenin gıdadaki egemenliğinin kırılması için ortak bir proje geliştirdi. Kent bostan adını verdikleri bu projede, yetiştirilecek olan ürünlerden yerli tohum elde edilecek. Bu yerli tohumlar çiftçiye dağıtılacak.
Kemalpaşa Halkevi Başkanı Olcay Muti yaptıkları projenin amaçlarını şu sözlerle aktardı: “Suyun, toprağın, göğün adı özgürlük olan bir ülkede doğdum ben” diyor şair. Toprağın ve gıdanın önemini önümüzdeki dönemde daha da fazla anlayacağız. Biz bugün Kemalpaşa Halkevi ve Kemalpaşa Belediyesi olarak, gıda egemenliğine karşı kendi gıdamızı üretmeye, ekmeye başladık. Burada kendi ürünlerimizden elde ettiğimiz tohumları köylüye, çiftçiye dağıtarak yeniden ata tohumuna dönmeyi amaçlıyoruz. Burada emek veren Kemalpaşa Belediyesi, CHP İlçe Başkanı Taner Çakır’a ve diğer arkadaşlara teşekkür ediyoruz.
