Şana Yaşam Köyü, Fındıklı’dan merhaba diyor

1
1320

Kendini alternatif bir yaşam köyü olarak tanımlayan Şana Yaşam Köyü açıldı.

Fındıklı’da Çanpet(Meyvali) köyüne kurulan yaşam köyü bölgeden ve büyük şehirlerden gelen misafirleriyle yeni bir çalışmaya merhaba dedi. Açılışa Fındıklılı halkı, Bageni pansiyonundan Evrim Cervatoğlu, Şatıroğlu Konağı, Suada Hotel’den Leyla Akpulat, Fındıklı CHP İlçe Başkanı Kadirhan Kadıoğlu, Pazar ÖDP ve  CHP Artvin İl Genel Meclis üyesi Murat Özçep katıldı. Açılaşa Fındıklılı Kadınların bisiklet grubu Mor Pedal renk kattı.

Şana Yaşam Köyü’nden Sıla Ertaş açılış sonrası yaptığı açıkalamada: “Gezginci ruhların Doğu Karadeniz keşfine çıktığı Şana Yaşam, doğanın soluğunu bölüşüyor. Doğa turunda rotasıyla heybenize yaşamdan tatlar dolduruyor.Doğa ana Şana’nın çocukları köylerini misafirlerine açıyor.Bu köy, yöresel doğal mimarisi ile ağaç evleri ve kamplarıyla kucak açarken Şana’nın kucağında sarmalıyor.

Tutuyor köylünün geleneğini, kültürünü, emeğini biriktiriyor yanına sanatını, üretimini, ekolojik direnişini harmanlıyor.
Ormanda , patikasında, yaylasında ister çift tekerlekli olsun ister iki çift papuçlarıyla olsun attığı her bir adımda Şana’nın ayak izlerini onun izni ile takip ediyor, usulca ve de ürkütmeden..
Bitkileriyle, meyvesiyle toprağında ektiğin tohumları yeşertip heybene dolduruyor, şifasını bölüşüyor.
Eski bi yapının döşemelerini alıp onlardan masalar yeni döşemeler, raflar yaptık, Denizden topladığımız tahta parçalarını dönüştürdük.. eski bir yapının döşemelerini söküp onlardan da kapaklar, masalar, raflar vb şeyler yaptık, büyük babaannemizin, dedemizin yıkılan en az 200 yıllık evinden kalan taşlardan geleneksel taş dolma ev inşaa ettik, elimize geçen bir çok eski şeyleri dönüştürerek kullandık, olabildiğince.. tüketmeden, dönüştürerek..

anayaşam2
Mor Pedal Mjora grubu

Ufak tefek dokunuşlarla, yaşam köyümüzü tamamladık; evet bir yuva oluşturduk, evet bu yuvayı bölüşmek istedik, evet henüz tanışmadığımız bir çok insana kapımızı açacağız ama asla bir turizm yapmayacağız, asla bir doğa tüketimi yapmayacağız ve doğayı ranta malzeme etmeyeceğiz.. En ufak bir çelişkiyi barındırmadan biz kendimize bir yaşam alanı oluşturduk, biz kendimize bir yuva, bir üretim alanı oluşturduk ve bu yaşam alanını sizin bölüşmek istedik..
Toprağa karışalım istedik, atölyelerle beraber üretelim istedik.. Minibüsler, otobüsler dolusu turistleri vadimize doluşturmaya hiç niyetli değiliz.. sırtında çantası gezginci ruhlarla adım atmayı istedik.. bisikletlerle pedallayalım istedik.. metrelerce genişlikte beton “yeşil yol” kandırmacasında değil, ninelerin, dedelerin gençliklerinden beri arşınladığı patika yollarda yürüyelim, doğanın ayak izlerinden gidelim istedik..
Doğanın, kültürün dokusuna dokunmadan, onu şehrin alışkanlıklarına büründürmeden, onu incitmeden biz ona ayak uyduralım istedik..
Doğanın kuralları neyse tam da o kurallarla ekolojik bir yaşam yaşayalım ve yaşarken yaşatalım istedik.. ?
Şana’nın da belli kuralları var, doğanın oluşumundan bu güne bir döngüsü var.. Toprağa düşen bir tohumdan meyvesine, suda oluşan bir hücreden büyüyen balığına, yumurtayı çatlatan bir kanatlıya kadar, senin rahimden bugününe kadar tüm çırpınışlarını gözeten, nefesine nefes katan.
Bu köy de tam da bu döngünün izinden bir dönüşüme eşlik ediyor. Attığı tüm adımlarını, dokusunu, Şana’nın kurallarına göre onun dokusunu incitmeden sunuyor.
Hoyratlığa, talana baş kaldıran Şana’nın tüm vahşiliği ile, doğaya elci oluyor.” ifadelerine yer verdi.