Seçim sonrası Hopa gözlemi: Veni, Vidi, Vıdı Vıdı | Deniz Topaloğlu

0
903

Deniz Topaloğlu

Roma İmparatoru Julios Sezar, Basforos Kralı 2. Pharneke’yi, bugün Tokat’ın Zile İlçesi sınırları içinde bulunan Altıağaç Mevkii’nde hezimete uğratıp zafer kazanınca birazda kibirle karışık bir haleti ruhiye ile durumu, dünyaca ünlü sözü veni-vidi-vici (geldim-gördüm-yendim) diyerek, Roma’ya rapor eder.

Elbette burada maksadımız, ne Sezar’ı anmak ne de Zile’nin tarihin güzide sayfalarındaki yerinden yola çıkarak  “bir başkadır benim memleketim” tadında güzellemeler yapmaktır. Maksadımız üzerinde geçen haftalar sonrasında karınca kararınca, dilimizin verdiği imkân ölçüsünde yerel seçimler üzerine gözlemlerimizi, düşüncelerimizi Hopa ölçeğinde aklımızın ve havsalamızın imkânları dâhilinde ifade etmeye çalışmaktan ibarettir.

Yerel seçimlerin hemen sonrasında, imkânların elverdiği ölçüde uzaktan takip etmeye çalıştığım Hopa’nın siyasal atmosferine yerinde temas etmek, daha yakından ve bizzat aktörleri ile görüşme, konuşma fırsatı yakalayarak anlamak, ama en çok da “kutsal topraklara” olan imanımı yeniden tazelemek ve “memleket hasretinin” yakıp yıktığı nefsimi kısa bir ziyaret ile köreltmek amacı ile yaptığım seyahat sonucunda benim Roma’ya gönderebileceğim rapor maalesef  “veni, vidi, vıdı vıdı” (geldim, gördüm, dedikodu) şeklinde olacaktır.

Herkesin gizli bir ajandasının olduğu, herkesin karnından konuştuğu, herkesin muhatabının yüzüne bakarak yüzüne karşı konuşmak yerine “içinden yüzüne karşı küfrettiği”, yalanın, dolanın zirve yaptığı bir ilçede; kavgasız, gürültüsüz, sorunsuz yaşamayı becerebilen ikiyüzlülüğün kapsamlı akademik bir çalışmayı fazlası ile hak ettiği görüşündeyim. Elbette bu çalışmanın içinde bazılarına özel bir yer vermek, onlara özel bir parantez açmak; akademinin sosyoloji, insan psikolojisi, sosyal psikoloji ve diğer beşeri dalları açısından diğerlerine nazaran daha spesifik veriler elde etme imkanı verecektir.

Siyaseti; kösnül hazlarını tatmin etme aracı olarak gören, doymak bilmez iştaha ile sarıldıkları siyasal libidolarını tatmin için her türlü etik ,insani, siyasi ilkeyi ayaklar altına alarak keskin dönüşler yapan, üstelik bunu arlanmadan sıkılmadan ahalinin gözüne gözüne sokarak yapan bu eşhasın seçim sonrası aldıkları ders ile melankoli durağının daimi müşterileri arasına girdiği görülecektir.

Siyaset, elbette geleceğe ilişkin tasavvurların bugünden hayata geçirilme imkân ve fırsatının kollanması, buna ilişkin oluşmuş rekabetçi ortamda kazanmak, öne geçmek gibi hedeflere odaklanmış bir yapının ifadesidir. Ancak bu yapı zaferini “her yolun mubah olduğu” bir dizi Makyevelist ilkesizlik üzerine değil;  kurallar, ilkeler üzerine inşa etmelidir. Siyaseti gayri nizami, gayri ahlaki, gayri insani ilkeler üzerine bina edip; siyasal faaliyeti dedikodu, yalan, yanlış haber ve bilgi yayma gibi espiyonaj ve kontrespiyonaj faaliyetine hapsederseniz “evcilik” oynayan çocuklardan farkı kalmayan “istihbaratçılık” oynayan zavallı ergenlere dönüşürsünüz.

Seçim öncesi Hopa’da yukarıda bahsedilen “istihbari çocukluk hastalığının” faaliyet alanının sadece rakip partiler arasında olmadığı; aynı parti içinde rekabet halinde olan kişi ya da gruplarında bu faaliyetin merkezinde olduğu, insanların ilişkide halinde bulunduğu mekân ve kişiler üzerinden değerlendirilerek yaftalandığı, haysiyet cellâtlığına ve itibarsızlaştırma kampanyalarına maruz kaldığına ilişkin oldukça fazla yakınma duydum.

Bütün bunlar elbette hastalık taşıyan bir bünyenin verdiği sinyaller olarak algılanabilir, öyle algılanmalıdır da. Belki; kazanmış, utku ilan etmiş olmanın verdiği rehavet bu ve benzeri belirtileri bir süre baskılasa da, bir zaman sonra zafer kazanılan savaş meydanının tozu toprağı çöktüğünde ortaya daha güçlü bir biçimde çıkacak olan belirtiler, zafer kazanmış bünye açısından daha da yıkıcı olacaktır.

Yerel seçimi Hopa’da CHP ve bileşenleri kazandı. Ancak CHP’nin kazanmış olması elbette AKP açısından alınmış kesin ve net bir hezimeti, yenilgiyi ifade etmiyor. Eğer bir oyla bile seçim kazanılır gibi bir matematiksel bir hesabın sizi zafere taşıyacağını düşünüyorsanız, bu bir oyun sizi bir zaman sonra hezimete de uğratabileceğini unutmayın. Ekonomik krizin iyice kendini hissettirmesine, yıpranmış eskimiş bir ilçe başkanı ve onun “tekçi” tutumumun ayyuka çıkmış olmasına ve üstelik kullanılabilir Hemşinli adaylar arasında en kötüsünün seçilmiş olmasına rağmen CHP-AKP arasındaki oy makasının darlığı bence CHP’liler açısından kutlamadan çok şapkaları önlerine koyup bir değerlendirme yapmayı daha da gerekli kılıyor.

Tarih zafer kazandıklarını zannedenlerin, zafer sarhoşluğu ile kendilerini kaybedenlerin ibret verici öyküleri ile doludur. Elbette her yerde olduğu gibi Hopa’da da siyaseti, belediyeyi, belediyeciliği keseleri doldurma fırsatı olarak gören, bal tutan parmağını yalar metaforunu şiar edinmiş, “sıra bize geldiciler” takımı vardır. Eğer zaferi ilanihaye muhafaza etmek, başınızın üzerinde bir taç gibi tutmak niyetinde iseniz mutlaka “sıra bize geldicileri” ve “banknot böceklerini” ayaklarınızın altına almak ve orada çiğnemek zorundasınız.  “Bok böceğigiller” familyasından olan bu haşeratın dini,imanı,sağcısı,solcusu,ilericisi,gericisi yoktur; sadece gerektiğinde sayılan özelliklerin hepsine birden sahip oldukları koleksiyon içinden zamanın ruhuna,rengine, kokusuna ve dokusuna uygun maskeyi sırıtmadan taşıyabilme becerileri vardır.

Para, ister imanlı olsun ister imansız, beşerin en çok şaştığı konuların başındadır. Hopa’da imanlı! belediyecilik yaptıkları iddiasında olanların geride bıraktıkları uygunsuzluk, yolsuzluk, haksız kazanç vb. suç dosyalarının şişkinliği lohusalığının son günlerini yaşayan kadınların karınlarının şişkinliğini aratmayacak düzeydedir.

Tarih, tarihimiz güç zehirlenmesinin yarattığı yıkımların, kayıpların örnekleri ile doludur. Eğer bugün zafer kazandığınızı iddia ederek aldığınız belediyeyi, beş yıl boyunca beşerin kadim hastalığı para, güç ve nüfuz siyasetinden uzak tutamayıp; açık, öngörülebilir, şeffaf, katılımcı bir belediye yaratamazsanız; zaferiniz, nihai zararı görünürdeki kazancından büyük olan “Pirus Zaferine” dönüşecektir.