Tahta kaşık ustası Ömer Şahinbaş: Üretmenin, çalışmanın mutluluğunu yaşıyorum

0
685

Sümbüllü Köyü halkından emekli Ömer Şahinbaş, yaptığı tahta kaşıklarla büyük beğeni topluyor. Tahta kaşığın ve diğer ürünlerin çok sağlıklı olduğuna vurgu yapan Şahinbaş, emekli olduktan sonra bu işe merak sardığını ve çalışıp ürün çıkardığını, bu ürünleri de her pazartesi günü açılan pazar ile Artvin halkına ulaştırdığını söyledi. Atatürk’ün sözünü hatırlatarak başladığı konuşmasında zanaata dikkat çeken Şahinbaş;

“Ben Ömer Şahinbaş, emekliyim. Emekli olduktan sonra boş oturmamam gerektiğine inandım. Çünkü çalışmayı, üretmeyi çok seviyordum. Bunun yanında emeklilik birçok arkadaşımızda travma yaratır. Canı sıkılır, boşta kalır ve yaşam kalitesi düşer. Arkadaş çevresi azalır. Bu da sosyal yaşamdan kopma anlamına gelir.

SumbulluKoyuTahtaKasik
Tahta kaşığın ve diğer ürünlerin çok sağlıklı olduğuna vurgu yapan Şahinbaş, emekli olduktan sonra bu işe merak sardığını ve çalışıp ürün çıkardığını, bu ürünleri de her pazartesi günü açılan pazar ile Artvin halkına ulaştırdığını söyledi.

Ben, tahta kaşık ve diğer ürünler üretiyorum. Atatürk ne diyordu, “Zanaatsız kalan bir milletin hayat damarından birisi kopmuş demektir.” Tam da emeklileri anlatan derin manası olan ve herkesin bunu kağıda değil, beynine yazması gerekir.

Çalışmaktan onur, paylaşmaktan gurur duyanların yaşadığı ildeyiz. Göğe komşu topraklardayız. Burada Allah bize o kadar çok şey bahşetmiş ki, bunları değerlendirsek inanın iş kurmuş, asgari ücretle iş beklemekmiş, ona buna boyun eğmekmiş gerek kalmaz. Kendi işinin patronu olursun, Üretmenin, değer katmanın, onurunla çalışmanın mutluluğunu yaşarsın.

Tahta kaşık, kepçe büyük kaşık ve diğer ürünler yapıyorum. Yaptığım ürünleri de haftada birgün pazara getirerek satıyorum. Dostlarımı, insanlaarımızı görüyorum. Bunun kazanç kısmı maddi olaarak çok büyük bir miktar değil. Ama manevi be sosyal boyutu, örnek olma bakımından anlamı oldukça derindir.

Artvin insanı çalışkandır
Eğitimin de çok önemli olduğunu düşünüyorum. 18 milyon öğrencisi olan bir ülkeyiz. Biz bu gençleri eğitirken pratikte ne öğretiyoruz. Sanat öğreniyorlar mı? el becerileri gelişiyor mu? Tarım ve hayvancılıkla ilgili ne kadar bilgiye sahip olabiliyorlar. Bütün okullar şehirlere yığıldı ve köylerine çıkmayan çocuklar var. Kelebekten, arıdan, hata sinekten korkan, tiksinen çocuklar görüyorum. Bu çok tehlikeli bir şey..Dediğim gibi Artvin insanı okumayı, üretmeyi, çalışmayı çok sever.

Yeter ki siz onlara yol gösterin, Onurlu yaşamanın yollarını anlatın. Gecesini gündüzüne katar çalışır. Köyler bomboş olduğunda bu bizi üzer, yorar ve yoksullaştırır. İş yok, olmayınca nasıl yaşayacak insanlar mutlaka köylerine, topraklarına sahip çıkarak.Üreterek, çalışarak bu sorunu ortadan kaldırır. Ben her pazartesi pazardayım.”dedi.

HABER: SAMİ ÖZÇELİK