TBB Başkanı Feyzioğlu ve Suheyl Batum Artvin Anayasa Değişikliğini Tartıştı

0
514

ARTVİN-Artvin Barosu ve Atatürkçü Düşünce Deneği Tarafından Ahmet Hamdi Tanpınar Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Anayasa Değişikliğini Tartışıyoruz” konulu panele konuşmacı olarak, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, 24. Dönem CHP Milletvekili hukukçu Prof. Dr. Süheyl Batum Artvin halkıyla bir araya geldi.

Programa CHP İl Başkanı Ali Yücel Kurt, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi İzzet Varan, Artvin Baro Başkanı Ali Uğur Çağal, Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Ayla Varan, Yeşil Artvin Dernek Başkanı Nur Neşe Karahan, Türkiye Kamu Sen Artvin İl Temsilcisi ve Türk Eğitim Sen Artvin Şube Başkanı İsrafil Bayrak ve vatandaşlar katıldı.

Saygı duruşu ve istiklal marşı ile başlayan programın açılış konuşmasını Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Ayla Varan gerçekleştirdi.

Varan Konuşmasında, “Ülkece zor bir dönemden geçiyor, daha zor günleri görmemek için de ülkenin aydınlıktan hukuktan barıştan yana yüzleri olarak elimizden geldiğince mücadele ediyoruz. Parlamenter sisteme geçişimizin ve meclisin açılışının üzerinden 96 yıl geçmiş olmasına rağmen parlamenter sistem ve demokrasi tartışmalarını hala yapıyor ve gençlerimize barışın, özgürlüğün, eşitliğin, adaletin hüküm sürdüğü bir ülke kuramamış olmanın utancını yaşıyor ve hepinizden ve özellikle gençler sizden kendi adıma özür diliyorum. Öncelikle bu ülkenin aydın yüzleri olduğu iddiasında bulunan bizler, demokrasinin ne demek olduğunu, önemini insanlara anlatamamanın özeleştirisini vermemiz gerekiyor. Demokrasiyi özümseyemediğimiz, kendi hayatlarımızın merkezine getirmediğimiz, işyerlerimize partilerimize yansıtmadığımız yani demokrasiyi yaşatmadığımız sürece insanlara demokrasinin önemini anlatmamızın bir etkisi olmayacağını düşünüyorum.

Zamanında demokrasinin kendileri için bir araç olduğunu söyleyen iktidar, özellikle 7 Haziran seçimlerinden sonra demokrasi aracından inmiş ve kendi gibi düşünmeyen insanlar için giderek zulüm olmuştur.

Halkımızı yüzde 51’in tahakküm ve zulmüne maruz bırakan bu iktidarın  yaptıklarında elbette bizim de payımız var. Zulme karşı haksızlıklara karşı sessiz kalarak bile destek olduğumuzun farkına varmamız gerekiyor artık.

Ülkemizde sadece oy sayısından ibaretmiş gibi davranılan demokrasi, eşitliğin, adaletin, özgürlüğün, insan haklarının harmanıdır ve burnumuzda tütendir. Bugün bize düşen görev; şahsi çıkarlarımızı, kişisel hırslarımızı, koltuklarımızı bir kenara bırakarak gençlerimize vaat ettiğimiz o barışın, adaletin, eşitliğin, özgürlüğün hüküm sürdüğü emeğin en yüce değer sayıldığı ülkeyi kurmak için mücadele etmek.

Değerli dostlar; bugün burada çok kıymetli misafirlerimiz var. Bir tanesi aslında bunu söylemekten dolayı büyük üzüntü ve utanç duyduğum eski parlamenter ve son kanun hükmünde kararname mağduru bu nedenle de eski akademisyen Anayasa profesörü değerli Süheyl Batum hocamız. Ve bir tanesi de Türkiye Barolar Birliği Başkanı ve Cerattepe davamızda bizi hiç yalnız bırakmayan değerli hocamız profesör doktor Metin Feyzioğlu. Ben sözlerimi daha fazla uzatmayacağım ve sözü Anayasa değişikliklerini konuşmak üzere misafirlerimize bırakacağım” diyerek sözlerini tamamladı.

Ardından Artvin Baro Başkanı Ali Uğur Çağal konuşmasını yaptı. Çağal, “Bu dava hepimizin ortak davasıdır. Bu davamızın siyasi partilerle alakası yoktur. Biz buraya Artvin Barosu olarak toplandık.  Ve herkese bizim kapılarımız. Evet için gelmek isteyenler bile gelip özgür ve demokratik ortamlarda Anayasa Değişikliğini tartışsınlar. Bizim bir Cerattepe mücadelemiz var. Bu Artvin halkının, Artvin insanının Türkiye’de doğa direnişinin bir örneğini vermiştik. Bu kavgamıza daha Ankara Barosu Başkanı iken ve Barolar Birliği Başkanı iken bile gelip bizlere destek veren Metin Feyzioğlu’na en zor zamanlarımızda yanımızda olduğu için, ve 24 saatte Artvin’e otuz tane baro başkanıyla birlikte Artvin’e geldiği için  teşekkür ediyorum. Şimdi diyoruz ki sayın başkan ülke söz konusu gelir misiniz dedik oda bize, ben Türkiye’yi karış karış geziyorum dedi.   Onur duyduğumuz bilim adamı Anayasa profesörü  Süheyl Batum’da Edirne’den başlayarak adım adım geziyorlar. Arkadaşlar siyasi görüşlerimizi bir kenara bırakarak etrafımızdakilerini ikna edelim. işte doğrudan demokrasi böyle olur arkadaşlar dedi.

Çağal’ın konuşmasının ardından Süheyl Batum konuşmasının gerçekleştirdi.

Süheyl Batum, “Bu Anayasa Değişikliğini Küresel Güçler Getirdi”

Batum yaptığı konuşmada, “Bu bir parti işi değil Atatürk Cumhuriyetinin mukadderatı, geleceği işidir.  Çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini ilgilendiren bir konudur.

Tek adamlık sistem olarak zamanında nasıl Osmanlı imparatorluğunu yıkılışa götürdüyse, bizleri de uçurumun kenarına götürecek. Bu nedenle bizler 1920’den beri tek adamlık sistemine her zaman karşı çıkmışızdır. Çünkü tek adamlık rejiminin koskocaman bir imparatorluğu yanlış kararlarıyla yıkama götürdüğünü yaşadık. Bizler 1920 de birliktelik içinde mücadele ederek cumhuriyeti kurduk ve hiçbir zaman tek adamlığı hiç kimseye vermedik.

Hiçbir zaman bir kişiye şu partiye oy ver veya ona oy verme diyemeyiz. Ancak 90 kusur yıl sonra Cumhuriyeti tek adamın iki dudağı arasına bırakmaya gelince ona hep beraber hayır deriz. Bu Türk milleti kim olursa olsun zamanında Atatürk’üne bile vermediği tek adamlığı şimdi başkasına asla vermez, vermeyecektir. İşte tarihte yaşadığı dersleri çok iyi bilen Türk Milletinin şimdi vereceği tek bir cevap var Hayır, Hayır, Hayır.

Bu ülke büyük bir ülke, bu millet büyük bir millet o yüzden hiç kimse bu millet bana padişahtan daha fazla yetkiyi verir sanmasın. Bu millet birilerinin böyle zannetmesine izin vermez.

Evet, Diyenler Neden Hiçbir Şey Anlatmıyor

Bir anayasa değişikliği ortaya kondu ve bizler çıkıp gerekçeleriyle birlikte bu referanduma neden Hayır dediğimizi gerekçeleriyle birlikte anlatıyoruz. Ancak İktidar partisi arkadaşlar neden Evet  dediklerini anlatmıyorlar. Galiba onlarda içlerinden hayır diyorlar. Sadece karşı tarafı yani bizleri suçluyorlar.

Bu anayasa değişikliğinde Cumhurbaşkanına öyle bir yetki veriyorlar ki meclis ortadan kalkıyor.  Diyorlar ki meclisin sayısını 600 kişi yapıyoruz yahu meclisin gücü sayısında değildir. Önemli olan meclisin yetkisi ve gücüdür.

Bu güne kadar meclis bir kanun yapar ve cumhurbaşkanı da o kanun çerçevesinde işleri yürütürdü.  Şimdi anayasa değişikliğiyle bu yetkiyi tek imzayla Cumhurbaşkanına veriyorlar. Tek başına istediği yeri kamulaştırabilme yetkisini bu anayasa Cumhurbaşkanına veriyor. Tek başına istediği zaman asgari ücreti bile istediği zaman kısabiliyor. İdareyi istediği gibi örgütleyebiliyor, istediği gibi şekillendirebiliyor.  Anayasa mahkemesinin 15 üyesi var ve bu üyelerin 12’sini Cumhurbaşkanı, 3’ünü hükümet atıyor. Yani 15’te 15 konuşan Feyzioğlu Artvin Atatürk Sevdasıyla yanıp tutuşan bir şehir. Meşhur Artvin Barını barbaşı Atatürk’ün olduğu o günden beri Atabarı’na çevirip tüm Türkiye’ye sevdiren bir şehirde Atatürk sevdasının olmaması söz konusu değil” dedi.

Feyzioğlu, Anayasa Paketinin karşılaştırmalı incelemesi satır satır çalıştıklarını söyledi. Feyzioğlu; “Bu Anayasa değişikliğinin karşılaştırmalı incelemesinde boş laf yoktur hikâye yoktur. Her şey çalışılmış olarak buradadır. Takla attığı zaman menfaat elde edecek birilerine değil, aksine isimleri duyduğunda işten atılacak, KHK’lere yazılacak gerçek anayasa hukukçularına hazırlatılmıştır. Benimde içinde olduğum bir heyet hazırlamıştır.” dedi.

Feyzioğlu Bölücü Terör Örgütü Liderinin yazdığı mektubu salondakilere göstererek “Bu Bölücü Terör Örgütü çete reisinin hapishanede yazdığı söylenen, ama üzerinde bir hükümlü mektubudur görüldü kaşesi taşımadan kıtalar arsı gidip gelip son hali verilmiş olan mektubudur. Bu mektup 2013’te 21 Mart’ta zorla yetiştirilmiştir. Mekrimekri nidalarıyla, gözyaşlarıyla okutuluş, barış geliyor barış diye insanlar şimdi bir kısmı FETÖ’den hapiste, bir kısmı bölücü örgütten hapiste, kalanları da daha hızlı takla attıkları için milletvekili veya televizyonda yorumcu. Barış geliyor barış diye bu mektup okutulmuştur. Gözyaşları içinde karşılatılmıştır insanlara. Bir algı operasyonu yapılmıştır. Bu mektup barış değil savaş getiriyor dediğimizde korkunç felaketlerin habercisidir dediğimizde el birliği ile bize saldırmışlardır. Bugün kendini inanılmaz bir süratle milliyetçi ilan etmiş tetikçiler. Hemen arkasında ben milliyetçiliği ayaklar altına alırım cümleleri maalesef en yukardan duyulmuş. Habur’da çadır mahkemeleri kurulmuş, pişman değilim teröristleri sen pişmansındır, sen geç Anadolu’nun içlerine duymadın mı barış süresi hepimiz kelebek olduk diye çadır tiyatrosundan içeri salmışlardır talimatla” dedi.

Bu mektubun okunmasında birkaç gün sonra bir gazetede iki gün süren ‘Mektuptan Barış Değil, Ortadoğu’ya Savaş Çıktı Aldatıyorlar’ başlığıyla yazı dizisi yazdığını kaydeden Feyzioğlu şunları söyledi: “Ben dahi değilim. Metni okudum ve anladım. Çete reisi diyordu ki Ortadoğu’da sorunu çözümü için Türkiye dahil tüm ülkelerin sınırlarının değişmesi lazım. Türkiye’nin Irak’ın, İran’ın Suriye’nin sınır değişikliğine, sevgi pıtırcığı haline getirilmiş, barış elçisi diye takdim edilmeye başlanmış bebek katili mektup yazdı diye sınır değişikliğine razı olmayacağını biliyorduk ve savaşın habercisi olduğu belliydi. En milli kaygı ile yazdık ki ‘Bu sizi aldatıyor aldatılmayın’. Sonuç ne oldu 3 yıl boyunca valilerimiz şehirlerinin göbeğinde asfalt kazınıp altına mayınlar döşenirken askerimize polisimize operasyon izni vermedi. Bunun bilançosu yüzlerce vatan evladımız asker, polis şehit oldu.”

Feyzioğlu, 2017 Anayasa değişikliğinin küresel kuklacılar tarafından yazıldığını ileri sürerek “Tıpkı 2010 Anayasa değişikliği öncesinde ki 2008 yılındaki kumpas davaları gibi Habur’da ki gibi, Esad’ı Esed yapıp, Suriye’nin bölünmesini Türkiye eliyle sağlayan Suriye’nin kuzeyinde bölücü örgütünün yavrusunun Türkiye eliyle yaratılmasını sağlayan Büyük Orta Projesi gibi ki, bu projenin Türkiye’ye satışı Yeni Osmanlı adıyla oldu. 2017 Anayasa değişikliği de küresel kuklacılar tarafından yazılmıştır. 2008 kumpas davaları küresel kuklacılarındır, 2010 Anayasa değişikliği küresel kullanıcılarındır. 2008 davaları ile milli unsurlarımız zindana atılmasaydı 2010 ne yapıyorsunuz diyenler olurdu. Önce 2008 açtıkları davalarla 2010’un önünü açtılar, 2010’da ki davlarla yüksek yargıyı yerle bir ettiler. Tamamen yargı ele geçtikten sonra bu savaş habercisi yol haritası mektubu yazdırdılar ve askerimize polisimize 3 yol boyunca şehirlerimizin bir ayaklanmaya hazır edildiği sürede devletin egemenliğinden vaz geçmesini zorladılar adeta. Bu büyük bir projedir. 2017’de bunun devamıdır. O yüzden belgelerle anlatıyorum” dedi.

Eline bir kitap alarak bu kitabın bölücü terör örgütü liderinin İmralı Notları adli bir kitabı olduğunu kaydeden Feyzioğlu okuyup bir kez daha milletimizi kandırmasınlar diye içindeki devletin bildiği milletin bilmediği gerçeklerin bazılarını açıklamakla görevli olduğunu söyledi. Feyzioğlu kitabı satır satır okuduğunu belirterek ” Barış geliyor barış diye birileri ağlama provası yaparken, İmralı’da Anayasa müzakeresi yapılıyor. Yeni Anayasa müzakeresinin bir kısmı İmralı’da yapılıyor ve kurulmuş olan anayasa değişikliği masasına bebek katilinin görüşleri olgunlaştırılıp taşınıyor ve götürülüyor. Ve tutanak tutuluyor bu görüşmelerde. Bir tutanak Milli İstihbarata veriliyor, öbür tutanak görüşmeye katılan milletvekillerine veriliyor. Görüşmeye katılan milletvekilleri bunları Almanya’da bastırdı. Bu kitap işte o basılan kitap. Kitabın 22’nci sayfasında soruyorlar ‘Eyaleti zorlayalım mı? Anayasa değişikliğinde adıyla eyalet isteyelim mi? Şimdi yasa dayatırsak büyük alerji yaratır sakın, ileride. Avrupa Birliği Özerklik Şartında ki çekincelerin kaldırılmasını sağlayalım.

Bu anayasanın 123 ve 124’üncü maddeleri eyalet benzeri coğrafi yapı kurulmasına izin veriyor. 124’üncü madde ve 123 Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle istedikleri isimle bir kamu tüzel kişiliği kurulmasına kanun olmadan izin veriyor. Cumhurbaşkanı dilerse yerel güvenlik ve eğitimde iş birliğini sağlamak üzere şu şehirleri, şu kamu tüzel kişiliğinin altında topladım diyebilir” dedi.

Türkiye’nin Avrupa Birliği Yerel Yönetimler Özerklik Şartına çekinceler koyarak taraf olduğunu dile getiren Feyzioğlu, “Bölücü terör örgütü liderin çekinceler kaldırılsın eyalet kurulmuş sayılır dediği çekinceler kaldırıldığında belediye silahlı polis gücü kuruyor. Belediye okulu kuruluyor. Bu çekinceleri tek imzayla kaldırma yetkisi tek imzayla başkana veriliyor bu anayasaya göre. Bu çekinceleri bir imzayla başkan kaldıra yetkisi verilirse, o imza bugün olmazsa yarın, yarın sabah olmazsa dayarın akşam atılır. Bu 2017 anayasa değişikliğinin 2010’da ki gibi küresel kuklacı projesi olduğunun buz gibi ispatıdır. Bu Türkiye’nin intihar fermanıdır. Bu sebeple, Süheyl Batum, Yusuf Halaçoğlu, ben her türlü tehdide, her türlü saldırıya, her türlü hakarete, her türlü baskıya rağmen Kuvaiyi Milliye ruhuyla farklı siyasi düşüncelerden insanlar bir  Kuvayı Milliye ruhuyla mücadele etmektedir. Bu mücadelenin sebebi bir siyasi partinin zarar görmesi yada bir siyasi partinin yararlanması değildir. Hiçbir siyasi partinin konusu değildir.  Türk milletinin asilin konusudur. Vekili aşmıştır. Bu mesele asile intikal etmiştir. Asil olan millettir. Bu sebeple Hayır diyoruz. 80 milyonluk dev bir ülkeyi bir kişinin, bilgi, ihtiras şahsi yeteneklerine bilgisizliğiyle sınırlamak, Türkiye’yi bir kişiye eşitlemektir. Türkiye bir kişi değildir. Bir kişiyi kırarsınız, meclisi yani milleti kıramazsanız” diye konuşmasını sonlandırdı.