Yazıcı “Yeşil Sol Parti vicdanı retçileri yok saydı”

0
61
Yeşil Sol Parti’den milletvekili aday adayı olan vidacını retçi Şendoğan Yazıcı aday gösterilmemesini eleştirdi. Aday adaylığının  tamamen sembolik olduğunu , partinin 81 ilin hiçbirinde seçilme şansı olmayan bir yerden dahi listeye dahil edilmemesinin , vicdani ret konusunda samimi ve ciddi bir çaba sarf etmediğini gözler önüne serdiğini ifade ederek şunları söyledi.
“BENİM ADAY ADAYLIĞIM TAMAMEN SEMBOLİKTİ”
“yeşil sol Parti’nin aday listesinin açıklanmasıyla bir kez daha ortaya çıktı ki, Türkiye Cumhuriyeti’nde toplumun devletle kavgalı, yok sayılan kesimleri ve vicdani retçiler de yok sayıldı. bu durum, Türkiye cumhuriyeti devletinin vicdani retçilere yönelik yok sayma politikalarının programında vicdani redde yer veren partilerde bile kendini gösterdiğini açıkça ortaya koymuştur.
benim aday adaylığım tamamen sembolikti ve reddedildiğinde anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yoluna başvuracaktım, hak mücadelesinin bir parçası olarak vicdani retçilerin sorunlarını anayasa mahkemesinde de savunmaya devam edebilecektim. vicdani reddi parti programına dahil etmesine rağmen, HDP’nin 81 ilin hiçbirinde seçilme şansı olmayan bir yerden dahi listeye dahil etmemesi, vicdani ret konusunda samimi ve ciddi bir çaba sarf etmediğini gözler önüne seriyor. Bu durum, parti yönetiminin vicdani ret konusunu sadece söylem düzeyinde tutarak gerçek anlamda destek vermekten kaçındığını gösteriyor bizlere.

“VİCDANİ RETÇİLERİ “VATAN HAİNİ”, “TERÖRİST” VE “ASKER KAÇAĞI” OLARAK YAFTALIYORLAR”

Kürt siyasetinin de, devlet gibi, vicdani retçileri “vatan haini”, “terörist” ve “asker kaçağı” gibi etiketlerle yaftalayarak dışlaması, Türkiye’deki siyasi ve toplumsal ortamın ne kadar kısıtlı olduğunu gösteriyor. bu durum, demokratik süreçlerin ve seçilme hakkının da gasp edilmesine neden oluyor.
tüm bu eleştirilere bakarak, Türkiye cumhuriyeti devletinin ve Kürt siyasetinin vicdani retçilere yönelik tutumunu sorgulamak gerekiyor. siyasi partilerin, demokratik süreçlerde gerçek anlamda temsil edilmelerini sağlamak adına, bu gruplara daha fazla yer vermesi ve onların seslerini duyurması büyük önem taşıyor. aksi takdirde, bu ülkenin demokratik yapısı ve toplumsal adaleti gerçek anlamda gelişemeyecektir.”