Borçka Ziraat Odası Başkanı Tolga İskenderoğlu:Sorunlar günlük politikalarla geçiştiriliyor

0
737

Borçka Ziraat Odası Başkanı Tolga İskenderoğlu, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin fındık için ’10 lira fiyat’ açıklamasını değerlendirdi.

Fındık üreticileri, kilo başı en düşük 8.75 lira ve en yüksek 9.90 lira olarak gerçekleşen maliyete rağmen Toprak Mahsulleri Ofisi’nin 10 lira fiyat açıklamasına tepkili. Konuyla ilgili Borçka’da görüştüğümüz Borçka Ziraat Odası Başkanı Ziraat Mühendisi Tolga İskenderoğlu, Bakanlığa bağlı komisyonun 9.90 lira gibi bir maliyet belirlemişken TMO’nun açıkladığı 10 lira taban fiyatının içler acısı bir durum olduğunu belirtti. “Üretici üretmiş, alnının terini talep ediyor. Devletten beklediğimiz üreticinin yanında olmasıdır. Devletin çiftçisini tüccarın eline bırakmaması” diyen İskenderoğlu, hükümetin sorunları günlük politikalarla geçiştirilmeye çalıştığını söyledi.

tolgaiskenderogluFİYATI TEKEL BELİRLİYOR

Türkiye’de Cumhuriyetin kuruluşundan beri oturmuş bir tarım politikası olmadığına dikkat çeken İskenderoğlu, “Sorunlar günlük politikalarla geçiştirilmeye çalışılıyor. TMO bir fiyat açıkladı. Giresun fındığa 10.5 lira, levant fındığa 10 lira taban fiyat açıkladı. TMO üreticinin ürettiği ürünün yüzde 60’ını alıyor. Bu da üretici nezdinde bir kısmını üreticiye bir kısmını TMO’ya verdiğinde üreticinin yarasına merhem olacak bir tavır değil. Ayağı yere basan politikalarla yapılması gerekirdi” diye konuştu. Fiyatı serbest piyasanın değil, Türkiye ve dünyanın en büyük fındık işleme tesisini satın alarak bölgede tekel oluşturan İtalyan firmanın belirlediğini ifade etti. TMO’dan 12-13 lira bandında bir fiyat beklediklerini ve tüccarların fındığı Borçka’da 8 liradan aldığını belirten İskenderoğlu,  devletin müdahalede bulunması gerektiğini söyledi.

FAZLA ÜRETİM OLDUĞU DOĞRU DEĞİL

Fazla üretim olduğu için fiyatların düşük olduğu yönündeki açıklamalara ilişkin de konuşan İskenderoğlu, 768 bin ton ürüne ihtiyaç varken 525 bin ton ürün üretildiğini belirterek aslında ihtiyaçtan az ürün olduğunu dile getirdi. Başka illerde yaşayan fındık üreticilerinin fiyat belirlenene kadar geçen süre zarfında depoları olmadığı ve takip edemeyecekleri için fındıklarını tüccarların depolarına emanet olarak vermek zorunda kaldığını dile getiren İskenderoğlu, “Tüccarlar, ihtiyacı kadar alıp piyasayı şekillendirdikleri için bunu üreticimize karşı silah olarak kullanıyor. Tüccar ürünü alıyor. Deposuna koyuyor. Aslında yüze 60-70’ini işliyor. Adı emanet. Diğer üretici de ürünün fiyatını beğenmedim. Dediğinde benim depo kiramı nakliyemi ödeyeceksin dediğinde üreticiyi de caydırıyor” dedi.

DÜNYA PİYASASINDA 155 LİRA ÜRETİCİDE 8 LİRA

Türkiye’de üretilen fındığın ABD, Almanya, Fransa, İngiltere, Çin’de Türk fındığı diye paketlendiğini ifade eden İskenderoğlu şöyle devam etti: “2017 verilerine göre Türkiye’de bir kilo kavrulmuş fındık fiyatı 55 ile 100 lira bandında, AB’de 19 ile 25 avro, ABD’de 34 dolardan satılıyor. 34 dolar bugün yaklaşık 155 lira. Bir kilosu 155 liraya satılan bir ürünün üreticiden 8 liraya alınması içler acısı bir durum. Bu sadece fındık üreticisine değil ülke ekonomisine de yansıyan bir durumdur.”

DEVLET FINDIĞI PİYASAYA BIRAKTI

Fındığın nasıl bu duruma geldiğinden bahseden İskenderoğlu, “1939 yılında kurulan ve 2005’e kadar aktif fındık alımı yapan FİSKOBİRLİK’liği  2006’da TMO’nun devreye girmesiyle aktif rolünü kaybetti. Bakanlar Kurulu kararı ile 2009’da serbest piyasaya geçilmesiyle birlikte 2005’lerde 7.45’lerden sattığımız ürün 2009’da 2.45’lere kadar düştü” dedi. Türkiye’nin ve dünyanın en büyük fındık işleme tesisini satın alarak kendi ihtiyacının yüzde 80’ini sağlayan İtalyan firmanın, piyasada tekelleşme yarattığını dile getiren İskenderoğlu, “Sarf ettiğimiz çabalar sonucu devlet TMO ile sürece müdahil oldu. Maliyeti belirlemek için kurulan komisyonunun belirlediği 9.90 maliyet karşısında 10 lira gibi bir fiyat açıklanması akılla, bilimle çelişen bir durum. Tüccar 8 lira veriyor. 8 lira dalga geçmektir” dedi. Üreticilerin artık tahammülü kalmadığını dile getiren İskenderoğlu, “Artvin’de barajlara bağlı bir nem oluşmaya başladı. Neme bağlı hastalıklar arttı. Külleme hastalığı gibi hastalıklar verimi düşürmeye başladı. Çiftçi de elde ettiği üründen kazandığı para ile bunlarla mücadele edemediği zaman kalite de düşüyor. Bu sorunun çözülmesi gerekir.  Kazanacak ki hastalıklara karşı bakımla mücadele edebilsin, kaliteli ürün üretsin” dedi.

Volkan Pekal / Evrensel