Çaykur toz duman | Gençağa Karafazlı

0
428

Gençağa Karafazlı

Karadeniz’de başta Rize olmak üzere Artvin, Trabzon ve Giresun ili sınırlarına kadar uzanan çay tarımı bölgenin en temel geçim kaynağı olan stratejik bir üründür.

Cumhuriyet tarihinde kurulan her hükümet döneminde çay ve çay üreticisi tüm iktidarların seçim malzemesi olarak sürekli gündemin en baş sıralarında yer aldı.

Çay tarımının bölgeye gelmesi CHP hükümetine nasip olurken çay üreticisi yaş çay taban fiyatına en önemli zammı Necmettin Erbakan döneminde almıştı. O gün bugün çay taban fiyatı seçim malzemesi olarak kullanılmaya devam eder durur.

Yaş çay taban fiyatı üreticiyi hiçbir dönem memnun etmezken çayın üretimi ve pazarlanması konusunda iktidarların en büyük arpalığı konumda olan çay işletmeleri genel müdürlüğü (ÇAYKUR) siyasal iktidarların en önemli kadrolaşma birimi olma özelliğini koruyor. Bir çok dönem çay kurun başında ki genel müdür ismi sürekli tartışılır oldu.Bu konuda bir çok genel müdür ismi saymak mümkün ancak Sayıştay’ın açıkladığı raporlar sonrası şu iki genel müdür ismi, ne yazık ki ön plana çıkıyor.

Tarihin en başarısız genel müdürleri Ekrem Yüce ve İmdat Sütlüoğlu.

ÇAYKURU batırdılar! 2018’de 657 milyon TL zarar etti

Şimdi İmdat Sütlüoğlu isminden başlayalım. Fettullah Gülen in yakın dostu ana sponsoru Çaykur eski genel müdürü  İmdat Sütlüoğlu çaykuru iflas ettirdiği belgelendi.

İmdat Sütlüoğlu’nun FETÖ dostluğunu bilmeyen kalmadı! Bir tek yargı görmedi. Şöyleki 2014 Rize Türkçe olimpiyatlarında ana sponsor Çaykur yani Sütlüoğlu oldu. Bununla övünen Sütlüoğlu o tarihlerde şu açıklamayı yapmıştı.“bugün bu çocuklar öyle eğitimler alacak ki yarın çok önemli yerlere gelecek bu ülkeyi yönetecekler. Hepsiyle gururu duyuyoruz bugün çok mutluyuz stadyum doldu dışarıda izdiham var çok gururluyuz” açıklaması yapmıştı. Sütlüoğlu dünden bugünü bilen gibiydi evet ülkeyi çok iyi yönettiler.

Sütlüoğlu, Rize deki olimpiyatla kalmadı ABD Teksas eyaletinde düzenlenen FETÖ olimpiyatlarında da ana sponsor olmuştu. Trabzon da düzenlenen Türkçe Olimpiyatları’na katılan öğrencilerin kalma giderlerini de Çaykur bütçesinden harcamıştı. Sütlüoğlu FETÖ ya dostluğunu her koşulda göstermeyi ihmal etmeyen bir isim.

Sütlüoğlu, süreçte neler yaşadığını kısaca özetlersek yeğeni başta olmak üzeri DİDİ de ki yolsuzluk iddiaları yeğeninin kurumda ki usulsüz işlemeleri ve sonuçta kurumdan kaçmak için AKP milletvekili aday adaylığını açıkladı aday gösterilmedi ve adeta kovuldu.

Sütlüoğlu, şimdi ise ALİ babacan’ın kuracağı partide yer alacağı tartışmalarıyla gündeme gelmeye çalışan bir isim olarak çalışmalarını gizlice sürdürdüğü iddia ediliyor.

Fettullah Gülen in yakın dostu ana sponsoru Çaykur eski genel müdürü İmdat Sütlüoğlu çaykuru iflas ettirdiği nasıl belgelendi?

ÇAYKUR Faaliyet Raporu’nda, “2018 yılı programında 42.3 milyon TL kar öngörülmüş olmasına rağmen, 2018 yılı faaliyet dönemi 657 milyon 86 bin 397 TL zarar ile kapatılmıştır” bilgisine yer verildi.

ÇAYKUR’un zararı katlanarak arttı. 2017’de 267.6 milyon lira zarar eden ÇAYKUR, bu zararını yaklaşık 3’e katladı ve tam 657 milyon 86 bin lira zarara uğradı.

Ekrem Yüce: Çaykuru zarar ettirten en önemli isimlerden biri

Gelelim Ekrem Yüce’ye:

1 yılda 3 kez genel müdürü değiştirilen, önceki Genel Müdürü Ekrem Yüce’nin AK Parti’den Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği ÇAYKUR, 42 milyon lira kâr beklerken, rekor zarara imza attı. 

Ekrem Yüce çay kuru kişisel çıkarları uğruna en çok kullanan isimlerin başında geliyor. FETÖ yakınlığıyla bilinen yerel Çay TV ye milyarlarca para aktardığı ve sürekli olarak kendisini gündemde tutmak başarısızlık larını örtmek için yerel medya başta olmak üzere, ulusal bazı yayın organlarını sürekli olarak kullanmayı başardı.

Bu kuruluşları reklam ilan bazında sürekli destekledi kendisinin başarılı olduğu yalanını kamuoyuna sürekli empoze ettirdi. Araştırılması durumunda Yücenin medya ilişkilerinden yüz akıyla çıkma şansı yoktur.Resmi Gazete’de 4 Ekim 2018 tarihinde yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile genel müdürlüğe getirilen isim çayda metalaşma sürecinin yeni evresinin mimarı olarak tanıdığımız Ekrem Yüce. AKP’nin iktidar oluşuyla eş zamanlı olarak ÇAYKUR’da daha önce de genel müdürlük yapmış olan Yüce, bugün çay tarımında yaşanan yıkım ve çay üreticilerinin güvencesizleşmesinin ilk adımlarını atan isim olarak bilinmekte. 2003-2011 yılları arasında ÇAYKUR Genel Müdürü olan Yüce, o dönemde sıkça tartışılan Çay Kanun Tasarısı’nın da hazırlayıcılarından. ÇAYKUR işçilerini sendika değiştirme baskısı altında sendikasızlaştırma sürecine tabi tutarak, toplu sözleşme hakkını yok eden çalışmalar da Yüce dönemindeydi.

Sütlüoğlu zararın sorumlusu hükümeti gösterdi

Bununla birlikte ÇAYKUR geçtiğimiz yıl tarihin en büyük zarar tartışmaları ile gündeme geldi. Özellikle İmdat Sütlüoğlu’nun ÇAYKUR’un genel müdürlüğünü yaptığı 2011-2017 yılları arasında zarar miktarının rekor seviyelere çıktığı çok konuşuldu.

O dönem için enteresan olan ise yürütülen bu tartışmalar üzerine Sütlüoğlu’nun bu zararın sorumlusu olarak hükümeti işaret etmiş olmasıydı. Zararın kendisinden kaynaklı değil hükümet tercihi olduğunu ifade eden bir açıklama sonrası Sütlüoğlu birdenbire görevden alındı. Bu görevden alınmayı Sütlüoğlu Cumhurbaşkanı’nın isteğiyle ‘istifa ediyorum’ diyerek duyurdu. Bu durum artık çaydaki neoliberalleşme politikasında yeni bir döneme geçildiğine işaret ediyordu. Bu istifa AKP’nin başarısız politikalarını açık eden değil bunu içselleştirmiş yeni bir isme ihtiyaç olduğunu da ortaya koyuyordu.

Yüce sürekli olarak övülmüş, onun döneminde ÇAYKUR’un kâr ettiği iddia edilmişti

Yaşanan istifanın ardından altı ay sonra Ekrem Yüce ÇAYKUR Genel Müdürlüğüne yeniden atandı. ÇAYKUR’un zarar ettiğine dair tartışmaların yürütüldüğü esnada Ekrem Yüce sürekli olarak övülmüş, onun döneminde ÇAYKUR’un kâr ettiği iddia edilmişti. Oysaki ÇAYKUR’un kâr-zarar tabloları da Yüce’nin çok da başarılı olmadığını ortaya koyuyor. Yüce’nin genel müdürlük yaptığı 2003-2011 yılları arasında da ÇAYKUR zarar etmiş, Yüce’nin döneminde kar edilen yıllar ise 2004-2007 ile sınırlı kalmıştır. Bu rapora göre sanıldığı gibi Yüce başarılı bir müdür değil tam anlamıyla başarısız bir müdürdür.
ÇAYKUR 2017 yılı Faaliyet Raporu’na göre ÇAYKUR’un kar-zarar durumu şöyle verilmişti: işte belgelerle ispatı 

belg1


Yüce, 2011 yılında ÇAYKUR Genel Müdürlüğü’nü  Sakarya’dan AKP Milletvekili olmak için bıraktı. Fakat temayül yoklamasında ikinci sırada çıkmasına rağmen milletvekili adayı gösterilmemişti. Kulislerde Yüce’nin yeniden aday gösterilmemesinin nedeni Çay Kanun Tasarısı’nın hazırlayıcılarından olması nedeniyle bizzat dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından silindiği iddia edilmişti.

YÜCE DOKAP’TA NE YAPTI?

Peki Yüce DOKAP’ta ne yaptı? Hiçbir şey yapmadı!!! Yüce, 2012 yılında dönemin Başbakanı Erdoğan tarafından Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi (DOKAP) Başkanlığına atandı. Yüce, kurulduğu günden bu yana DOKAP’da yaptıkları konusunda da sıkça eleştirilmişti.

Bölgesel gelişimin hızlandırılması ve rekabet edebilirliğin arttırılması amacıyla 2011 yılında kurulan DOKAP, Gümüşhane, Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Bayburt ve Artvin illerini kapsamakta iken, 2016 yılında içerisine Tokat ili de dahil edilmişti. İlk eylem planı 2014-2018 yılları için hazırlanan DOKAP’da 5 temel başlıkta 128 alt eylem planı belirlendi. Ancak Yüce’nin başkanı olduğu DOKAP, Sayıştay raporlarında neredeyse her sene kendisine ayrılan ödeneği harcamadığı ve projeleri zamanında gerçekleştirmediği yönünde sürekli olarak eleştirildi. Örneğin sadece 2016 yılı DOKAP Sayıştay Raporunda herhangi bir çalışma yapılmayan 14 proje tespit edildi. 2016 Sayıştay raporunda yapılan bu tespitler şöyle:

  • Eylem planı kapsamında yapılan yatırımların incelenerek gereken önlemlerin zamanında alınmaması, projelerden beklenen sonuçların gerçekleşmesini güçleştirdiği tespit edilmiştir.
  • DOKAP Eylem Planı’nda (2014-2018) bulunan projelerin büyük bir kısmının öngörüldüğü yıllarda gerçekleştirilmemiş olduğu tespit edilmiştir.
  • Eylem planında yer alan ve 2016 yılında tamamlanması gereken bir kısım projelerin hiç gerçekleşmediği, 2016 ve takip eden yıllarda gerçekleştirilmesi planlanan projelerde 2016’da hiçbir ilerleme kaydedilmediği görülmüştür.
  • Doğu Karadeniz Bölgesi’nin yaylalarını birbirine bağlamak üzere Doğu Karadeniz Turizm Master Planı Uygulamaları (Yeşil Yol) Projesi ve İmar Planı Yapımı Projesi kapsamında yapılan yol imalatlarında ve turizm yatırımlarında ÇED raporlarının hazırlanmadığı anlaşılmıştır.
  • Kısacası Sütlüoğlu ve Yüce, çaykurumunu batıran iki isim olarak tarihin sayfalarında yerlerini aldılar.

PEKİ BUNDAN SONRA NE OLACAK?

Asaleten atamasının yapılması için kampanyaların başlatıldığı Yusuf Ziya Alim çaykurumunu bu yaşanan kaos ortamından çikartacak  bir gücün sahibimidir? Siyasal iktidar Alim’ e ne kadar sahip çikacak? Tüm  bunlar merak konusu olmaya evam ederken 2019 yılı yaş çay kampanyasının zararla kapatıldığı iddiları şimdiden tartışılmaya başlandı bile.

Her yeni gelem genel müdürün iç piyasadan önce yurt dışı piyasasına tonlarca çay satacağını iddia ederek işe başlamıştı.Y.Ziya Alim de bu şekilde açıklamalar yapmasına rağmen ne kadar çay sattığı konusunda henüz bir açıklama yok.

Alim’de diğer müdürler gibi belirli bir medya grubunu yanına alarak kendisini başarılı gösterme çabaları içerisinde olması onu çok kötü bir yanılgının içerisine sürüklediğini maalesef göremiyor.

Bunun açık bir örneği ise yurt içi çay satışları.Gelecek yazımızda bu konuda ilginç bilgileri okurlarımıza aktaracağız….

Yazıda yer alan bazı akademik tespitler. Marmara Üniversitesi Kalkınma İktisadi ve İktisadi Büyüme Anabilim Dalı Yüksek Lisans yapan fatma genç’in çalışmasından alınmıştır.

Kaynak: rizenabiz.com