Maden şirketi Artvin’in suyunu çalıyor | Sami Özçelik

0
457

Sami Özçelik

Cengiz Holding Cerattepe’ye girdikten sonra 4 yıldır Artvin’de pak su akmıyor!. Artvin’de huzursuzluk ve tedirginlik bitmiyor. Bir önceki dönemde Belediyenin Yenimahalle (İskebe) Mahallesine su takviyesi yapan Sitimsara suyunu Başkan Kocatepe zamanında belediye encümen kararıyla Maden şirketine terk ettiler! Oysa maden şirketi buradan hiçbir suretle su almayacağını söylemişti. Yetmedi, şimdi de Kafkasör’ün üstünde Genya tarafında Satemo denen yerde belediyenin Naşop’a takviye amaçlı yaptığı su alma yapısına yakın yerde maden şirketi ormanı katlederek yol açtı ve burada bulunan su alma yerine 50 tonluk su tankı koydu. 5 bin Nüfuslu Yenimahalle’nin suyunu bulandırdılar. Mahalleli musluktan su içemez hale geldi. Suyun bulanması nedeniyle Kafkasör’de bulunan bölgeye çıkan Belediye Başkan Yardımcısı Cüneyt Öztürk, Artvin Fen İşleri Müdürü Ahmet Soysal Zabıta ve su arıza ekipleri gördükleri manzara karşısında şaşkınlıklarını gizleyemedi. Olayın tutanaklarının tutulması için Jandarma arandı.

Orman Bölge Müdürlüğü ve DSİ’nin bu yol açma ve su tankını buraya koymasıyla ilgili haberi olup olmadığı, şirketin izin alıp almadığı bilinmiyor. Ancak, maden şirketi aşağıda Türkiye’nin 81 ilinden birisi olan plakası 08 olan Artvin’in ve burada 26 bin insanın yaşadığını hiçe sayarak “Dingonun ahırı” yöntemiyle çalışmasını sürdürüyor!. Artvin’i Ankara’da temsil eden Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekili Ertunç Erkan Balta, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İsrafil Kışla, CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, Geçmiş Dönemde Artvin Milletvekilliği yaparak hayatlarının sonuna kadar bu onuru doyasıya yaşayan ve bu nimeti de afiyetle yiyen Ankara’da yan gelip yatan Artvin’e dair hiç bir şey yapmayan varlığı yokluğu belli olmayan eski vekiller, bürokratlar, kelli, felli koca koca adamlar neden Artvin’e sahip çıkmıyor? Korzul’da Doğalgaz Şirketi Artvin’in’in yollarını bozar, ben yapmam der, HES’çiler istediği yerde HES yapar, deresini, suyunu, yaşam kaynaklarını çalar, Madenciler ÇED’e, doğaya aldırmadan kafasına göre çalışır, sondaj yapar, çöp, pasa basar! Pazar esnafı kışın ortasında dışarı atılır, Afrika mültecisi haline getirilir. Belediyeye her türlü zorluk yaşatılır, Artvin halkı adeta siyasi cezalandırmanın en ağır sonuçlarıyla karşılaşır. Demokrasi nutukları atanlar bu yaşananları ne ile izah edecek? Bu arada Artvin yerel basını görevini yapamaz hale gelir!

Çünkü 4 gazete madencilerin basını gibi çalışan zaten madencilerden, Hes’çilerden, yana olan bir kişiden, onun kurduğu ajanstan haber alıyor ve hepsi aynı yazı, aynı haber ve aynı başlıklarla çıkıyor!. Bu da Artvin’i önemli ölçüde sahipsiz bıraktı. Artvin’in beka sorunu, “var olma yok olma sorunu” sadece “Yeşil Artvin Derneği’nin sorunudur” anlayışına indirgenerek böyle bir algı yaratıldı. Direnmenin, herşeye rağmen mücadele etmenin anlamsız olduğu, bu aşamadan sonra ne koparırsak kardır algısı yaratıldı. Maden şirketi oraya girene kadar herkese boncuk paket, koli, gömlek dağıtırken, Cerattepe’yi işgal ettikten sonra kimseyi tanımıyor. Kamyoncuların Murgul’a cevher taşıma birim fiyatlarını artık kendi belirliyor.

Daha önce kamyon esnafına ne vaatler veriyorlardı? Reklamlar bitti. Cehenneme hoşgeldiniz. Şimdi herkes kaynar kazanlara marş!. Cevher çeken kamyon esnafı bunların birim fiyatına, çalışma programına uymazlarsa başka yönteme geçeceğini yani kendi içinde bir çözümle onları diskalifiye edeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz!. Kimse “bunu yapamazlar!” demesin. Cerattepe ile Artvin’i yok edecek olan, burada yaşayan 26 bin insanı yok sayan şirket, toplam sayısı 200’ü bulmayan kamyoncuları hayli hayli yok sayar!

Ben bunu tarihe not düşmüş olayım. Normal şartlarda Maden Şirketi bu bölgeye yani ruhsat alanı, işletme alanı, galeri alanı dışına çıkamaz, giremez. Ancak gelin görün ki Artvin’in suyu maden şirketi tarafından ele geçirilmeye çalışılıyor. Soru şu; Bunlar bu kadar cesareti kimden alıyor? Artvin Valisi bu konuda ne yapacak? 26 bin kişinin temiz suyu, sağlıklı yaşam hakkı tehlike altında.

Orman Bölge Müdürlüğü, Jandarma, DSİ, Çevre Şehircilik ve ilgili diğer birimler bu gelişme karşısında ne yapacak? Artvin’in, Artvinlinin, bu doğanın, yaşamın sahibi yok mu?