Tecavüzcüden daha kötüsü – Ateş İlyas Başsoy

0
630

Ateş İlyas Başsoy

 

Bir tecavüzcü fiziksel üstünlüğünü kullanarak içindeki şehveti bir başka insana (veya canlıya) zorla cinsel ilişkiye girerek tatmin eden varlıktır. İğrenç biridir. Hele de bu saldırı yetişkin olmayan veya akıl dengesi yerinde olmayan birine yapılmışsa iğrencin de iğrencidir.

Bir tecavüzcüden daha iğrenç olan şeriatçı yardım dernekleridir.

Bu dernekler fakir mahallelerinde yerleşirler, arkalarına devlet güvencesi alırlar ve kanarda köşede en muhtaç, en kimsesiz insanları ararlar. Böyle bir insan bulunca bu kişinin en zayıf yanını, yani muhtaçlığını sömürerek o kişinin iradesini ellerine almaya çalışırlar. Bunu da ustaca, soğuk kanlı biçimde ve her adımı planlı olarak yaparlar.

En büyük tecavüzcü Fetullah Çetesiydi. Yıllarca devlet kontrolünde palazlandı. Tecavüzcü olduğu için değil, musluğun başına geçmeye kalktığı için yok edildi.

Şimdi Fetullahçılar gitti ama yoksul mahallelerde bu tecavüz çeteleri, başka tarikatların ve mide bulandırıcı duygu sömrüsü isimlerin altında hala ziyadesiyle varlar.

Bir düşünün: Yoksulsunuz, muhtaçsınız, yiyecek yemeğiniz yok. Sonra bir çete size musallat oluyor ve size “‘karşılıksız” yardımda bulunuyor. Dünyada bedavadan daha pahalı bir şey olmadığına göre, karşılıksız yardım bulmak da kolay değil. Peki ne istiyor olabilir bu yılan sürüsü? Seni. İstedikleri sensin. İstedikleri senin iraden. İstedikleri senin bedenin. İstedikleri senin doğurganlığın. Ve istedikleri senin çocukların.

Bildiğimiz tecavüzcülerin çoğu plan yapmaz, bir an punduna getirdiklerini düşünürler ve ötesini berisini hesaplamadan tecavüze girişirler.

Şeriatçı yardım dernekleri (veya tarikatlar veya vakıflar) ise en zayıf, en muhtaç insanları ararlar ve bir ömür boyu o insanlardan yararlanmak için en sinsi, en aşağılık planları yaparlar.

Şeriatçı derneklerin tekkelerinde gerçekten tecavüze uğrayan bebelere kahroluruz ama bu bebelerin cinsel tecavüzle karşılaşmasalar dahi zihinsel ve sistematik bir tecavüzle kirletildiklerini çoğu zaman görmezden geliriz.

Kurumsal İslam’ın hadislerinde “bir elin yaptığı yardımı, öteki el bilmeyecek” gibi bir norm vardır. Çünkü sosyal yardım çok ciddi bir konu. “Yardım” adı verilerek milyonlarca insanın muhtaçlığından siyasi çıkar elde edilebilir.

Yoksullara yardım eden bir dernek ancak ve ancak tüm ideolojik varlığından sıyrılırsa, bunu hissettirmemek için azami çaba gösterirse gerçek anlamda yardım derneği olabilir. Ama böyle bir dernek kolay kolay bulamazsınız. Amaç her zaman tecavüzdür: İnsanların özgürlüğüne, bağımsız karar alabilme hakkına, kısacası varlığına tecavüz.

Türkiye’de olan bu sorun, Amerika’da veya Avrupa’da da yok değil. Hristiyan fanatiklerin de böyle onlarca “yardım derneği” var.

Bir insanın hayatı tanıma ve kendi yolunu çizme hakkını verdiği iki lokma ekmekle satın almaya kalkan tüm bu aşağılık kuruluşlara, tecavüzcü olduklarını bilerek bakın.