Laz(i) adlandırılmasının Etimolojisi

0
961

Derleyen: Can Gödel

(Lazi, ლაზი) Bildiğimiz gibi Laz kelimesinin Lazcada bir anlamı yok. Zaten Lazi bu kelimenin aslıdır ve Helenlerin bize verdiği isimdir Antik Yunanca Λαζοί (Lazoi) ya da Λαζαι (Lazei). Lazlar kendilerinin Kolkh soyundan geldiğini bilir ve kendilerini Çani (Tzani) olarak adlandırır. Etnik bir terim olarak Laz kelimesi, ilk olarak Plinius’un “Naturalis Historia” adlı eserinde geçmekte olup, Procopius’un da belirttiği gibi “Lazlık” birden fazla Kolkhis kabilesi tarafından zamanla benimsenmiş bir isim olmalıdır. Evliya Çelebi (1640 yılında), Lazları bir Doğu Kafkas kavmi olan Lezgilerle isim benzerliğinden dolayı karıştırmıştır. Minorsky, Çan kelimesinin Yunanca Sannoi/Tzannoi kelimeleriyle aynı şeyi ifade etiğini (ISLM Laz), Procopius ise Tzani veya Kolkhian olarak bilinen halkın artık Lazi olarak adlandırıldığından bahsetmiştir. Burada bahsedilen Kolkhian ve Lazi bugünkü hem Lazları hem de Megrelleri kapsar. Tarihte Laz olarak ilk anılan toplumda bugünkü Megrellerdir. Megrellerin bugunü isimlendirilmeleri M.S 15yy sonrası kurulan Megrelia (Samergelio) Prensliğinden gelir yani etnik değil yer adından gelir. Daha öncesi tarihte Laz ve Megrel diye 2 ayrı halk yoktur sadece Çanlar yani Lazlar olarak vardılar. W.E.D Allen ve N. Marr ise başka bir Kolkhis kabilesi olan Svanların, Gürcüce Çaneti olan Laz Bölgesi’ne Lazan adını verdiklerini, bu adın La (bölgesel ön takı) + Zan (Lazların eski adı: Tzan, Tsan, Çan) etimolojisine sahip olduğunu belirtmektedir. Strabon’un, Lazların ataları olan Kolhi (κολχοί) ve o halkın yaşadığı coğrafyanın adı olan Kolheti (κολχίς) kelimelerini eş anlamda kullanması tesadüf olmayabilir. Tzani/Çani (Τζάνοι) kelimeleri ise Lazilerin (Λαζούς), Yunan ve Gürcü kaynaklarında geçen diğer adı olup, Bizans Kültürüne uyum sağlamış Lazları ifade etmek için de kullanılmış olabilir. Bu da tarihte Trabzon’da yaşayan Tzani/Tzannoi ve Tsani/Tsannoi olarak adlandırılan halkın bir Kolhis kavmi olduğunu ve Kolhis’in M.S. 3. yüztıldan sonraki mirasçısı olan Lazika Lazların’ın bölgedeki versiyonu olduğu ispatlamaktadır. Nitekim bugün Gürcülerin Lazlara Çani, Ermenilerin de “Çen” demesi bunu ispatlamaktadır. Bir diğer bulgu da Nikolay Marr’ın 1910 tarihli Lazistana yolculuk raporunda bulunuyor. Marr şöyle diyor: “Türkiye Lazistanı’na yolculuğumun amacı, bu bölgenin yerlilerinden olan Çanların ya da daha yeni bir ifadeyle Lazların dilini araştırmaktı. Lazca, araştırmamın nedeni, Yafetik dillerden Gürcüce ve onunla akrabalık bağı bulunan diller ve lehçeler hakkında araştırmaların son zamanlarda düştüğü açmazdı. Yafetoloji, lehçeler hakkındaki çalışmalar yoluyla Semitik diller ile karşılaştırmalı olarak yapılacak fonetik bir çalışmaya ihtiyaç duymaktaydı. Çoruh kelimesinin, Yafetik dillerdeki fonetiğe göre Koroh biçimine kadar inmesi ve bu biçimin, Yunan efsanelerinde korunmuş olan kalh ya da kolh sözcüğünde l yerine r harfi ile yazılması Kolhida hakkındaki efsanenin Rioni değil de Çoruh bölgesine atfedilmesi için yeterli gerekçeyi sunmaktaydı, bu nedenle Yafetik dillerin fonetik tarihini Lazca ya da daha doğrusu Çanca materyallere dayanarak gözden geçirmek istedim.” Burada yazarın bahsettiği ana konudan vareste olarak dikkat çeken ilk şey daha 1910 yılında Lazlardan bahsederken “Çanların ya da daha yeni bir ifadeyle Lazların” denmesi. Kitabın diğer bölümlerinde de bu kavramlar birbiri yerine çok sık kullanılıyor. Buradan da anlaşılabileceğine göre Lazlar ve Megreller daha çok yakın bir sürece kadar kendilerine Çan demeye devam etmiştir.(Lazi, ლაზი) Bildiğimiz gibi Laz kelimesinin Lazcada bir anlamı yok. Zaten Lazi bu kelimenin aslıdır ve Helenlerin bize verdiği isimdir Antik Yunanca Λαζοί (Lazoi) ya da Λαζαι (Lazei). Lazlar kendilerinin Kolkh soyundan geldiğini bilir ve kendilerini Çani (Tzani) olarak adlandırır. Etnik bir terim olarak Laz kelimesi, ilk olarak Plinius’un “Naturalis Historia” adlı eserinde geçmekte olup, Procopius’un da belirttiği gibi “Lazlık” birden fazla Kolkhis kabilesi tarafından zamanla benimsenmiş bir isim olmalıdır. Evliya Çelebi (1640 yılında), Lazları bir Doğu Kafkas kavmi olan Lezgilerle isim benzerliğinden dolayı karıştırmıştır. Minorsky, Çan kelimesinin Yunanca Sannoi/Tzannoi kelimeleriyle aynı şeyi ifade etiğini (ISLM Laz), Procopius ise Tzani veya Kolkhian olarak bilinen halkın artık Lazi olarak adlandırıldığından bahsetmiştir. Burada bahsedilen Kolkhian ve Lazi bugünkü hem Lazları hem de Megrelleri kapsar. Tarihte Laz olarak ilk anılan toplumda bugünkü Megrellerdir. Megrellerin bugunü isimlendirilmeleri M.S 15yy sonrası kurulan Megrelia (Samergelio) Prensliğinden gelir yani etnik değil yer adından gelir. Daha öncesi tarihte Laz ve Megrel diye 2 ayrı halk yoktur sadece Çanlar yani Lazlar olarak vardılar. W.E.D Allen ve N. Marr ise başka bir Kolkhis kabilesi olan Svanların, Gürcüce Çaneti olan Laz Bölgesi’ne Lazan adını verdiklerini, bu adın La (bölgesel ön takı) + Zan (Lazların eski adı: Tzan, Tsan, Çan) etimolojisine sahip olduğunu belirtmektedir. Strabon’un, Lazların ataları olan Kolhi (κολχοί) ve o halkın yaşadığı coğrafyanın adı olan Kolheti (κολχίς) kelimelerini eş anlamda kullanması tesadüf olmayabilir. Tzani/Çani (Τζάνοι) kelimeleri ise Lazilerin (Λαζούς), Yunan ve Gürcü kaynaklarında geçen diğer adı olup, Bizans Kültürüne uyum sağlamış Lazları ifade etmek için de kullanılmış olabilir. Bu da tarihte Trabzon’da yaşayan Tzani/Tzannoi ve Tsani/Tsannoi olarak adlandırılan halkın bir Kolhis kavmi olduğunu ve Kolhis’in M.S. 3. yüztıldan sonraki mirasçısı olan Lazika Lazların’ın bölgedeki versiyonu olduğu ispatlamaktadır. Nitekim bugün Gürcülerin Lazlara Çani, Ermenilerin de “Çen” demesi bunu ispatlamaktadır. Bir diğer bulgu da Nikolay Marr’ın 1910 tarihli Lazistana yolculuk raporunda bulunuyor. Marr şöyle diyor: “Türkiye Lazistanı’na yolculuğumun amacı, bu bölgenin yerlilerinden olan Çanların ya da daha yeni bir ifadeyle Lazların dilini araştırmaktı. Lazca, araştırmamın nedeni, Yafetik dillerden Gürcüce ve onunla akrabalık bağı bulunan diller ve lehçeler hakkında araştırmaların son zamanlarda düştüğü açmazdı. Yafetoloji, lehçeler hakkındaki çalışmalar yoluyla Semitik diller ile karşılaştırmalı olarak yapılacak fonetik bir çalışmaya ihtiyaç duymaktaydı. Çoruh kelimesinin, Yafetik dillerdeki fonetiğe göre Koroh biçimine kadar inmesi ve bu biçimin, Yunan efsanelerinde korunmuş olan kalh ya da kolh sözcüğünde l yerine r harfi ile yazılması Kolhida hakkındaki efsanenin Rioni değil de Çoruh bölgesine atfedilmesi için yeterli gerekçeyi sunmaktaydı, bu nedenle Yafetik dillerin fonetik tarihini Lazca ya da daha doğrusu Çanca materyallere dayanarak gözden geçirmek istedim.” Burada yazarın bahsettiği ana konudan vareste olarak dikkat çeken ilk şey daha 1910 yılında Lazlardan bahsederken “Çanların ya da daha yeni bir ifadeyle Lazların” denmesi. Kitabın diğer bölümlerinde de bu kavramlar birbiri yerine çok sık kullanılıyor. Buradan da anlaşılabileceğine göre Lazlar ve Megreller daha çok yakın bir sürece kadar kendilerine Çan demeye devam etmiştir.

Etnik bir terim olarak Laz kelimesi, ilk olarak Plinius’un “Naturalis Historia” adlı eserinde geçmekte olup, Procopius’un da belirttiği gibi “Lazlık” birden fazla Kolkhis kabilesi tarafından zamanla benimsenmiş bir isim olmalıdır.

Evliya Çelebi (1640 yılında), Lazları bir Doğu Kafkas kavmi olan Lezgilerle isim benzerliğinden dolayı karıştırmıştır. Minorsky, Çan kelimesinin Yunanca Sannoi/Tzannoi kelimeleriyle aynı şeyi ifade etiğini (ISLM Laz), Procopius ise Tzani veya Kolkhian olarak bilinen halkın artık Lazi olarak adlandırıldığından bahsetmiştir.

Burada bahsedilen Kolkhian ve Lazi bugünkü hem Lazları hem de Megrelleri kapsar. Tarihte Laz olarak ilk anılan toplumda bugünkü Megrellerdir. Megrellerin bugunü isimlendirilmeleri M.S 15yy sonrası kurulan Megrelia (Samergelio) Prensliğinden gelir yani etnik değil yer adından gelir. Daha öncesi tarihte Laz ve Megrel diye 2 ayrı halk yoktur sadece Çanlar yani Lazlar olarak vardılar.

W.E.D Allen ve N. Marr ise başka bir Kolkhis kabilesi olan Svanların, Gürcüce Çaneti olan Laz Bölgesi’ne Lazan adını verdiklerini, bu adın La (bölgesel ön takı) + Zan (Lazların eski adı: Tzan, Tsan, Çan) etimolojisine sahip olduğunu belirtmektedir.

Strabon’un, Lazların ataları olan Kolhi (κολχοί) ve o halkın yaşadığı coğrafyanın adı olan Kolheti (κολχίς) kelimelerini eş anlamda kullanması tesadüf olmayabilir. Tzani/Çani (Τζάνοι) kelimeleri ise Lazilerin (Λαζούς), Yunan ve Gürcü kaynaklarında geçen diğer adı olup, Bizans Kültürüne uyum sağlamış Lazları ifade etmek için de kullanılmış olabilir.

Bu da tarihte Trabzon’da yaşayan Tzani/Tzannoi ve Tsani/Tsannoi olarak adlandırılan halkın bir Kolhis kavmi olduğunu ve Kolhis’in M.S. 3. yüztıldan sonraki mirasçısı olan Lazika Lazların’ın bölgedeki versiyonu olduğu ispatlamaktadır. Nitekim bugün Gürcülerin Lazlara Çani, Ermenilerin de “Çen” demesi bunu ispatlamaktadır.

Bir diğer bulgu da Nikolay Marr’ın 1910 tarihli Lazistana yolculuk raporunda bulunuyor. Marr şöyle diyor:

“Türkiye Lazistanı’na yolculuğumun amacı, bu bölgenin yerlilerinden olan Çanların ya da daha yeni bir ifadeyle Lazların dilini araştırmaktı. Lazca, araştırmamın nedeni, Yafetik dillerden Gürcüce ve onunla akrabalık bağı bulunan diller ve lehçeler hakkında araştırmaların son zamanlarda düştüğü açmazdı. Yafetoloji, lehçeler hakkındaki çalışmalar yoluyla Semitik diller ile karşılaştırmalı olarak yapılacak fonetik bir çalışmaya ihtiyaç duymaktaydı.

Çoruh kelimesinin, Yafetik dillerdeki fonetiğe göre Koroh biçimine kadar inmesi ve bu biçimin, Yunan efsanelerinde korunmuş olan kalh ya da kolh sözcüğünde l yerine r harfi ile yazılması Kolhida hakkındaki efsanenin Rioni değil de Çoruh bölgesine atfedilmesi için yeterli gerekçeyi sunmaktaydı, bu nedenle Yafetik dillerin fonetik tarihini Lazca ya da daha doğrusu Çanca materyallere dayanarak gözden geçirmek istedim.” Burada yazarın bahsettiği ana konudan vareste olarak dikkat çeken ilk şey daha 1910 yılında Lazlardan bahsederken “Çanların ya da daha yeni bir ifadeyle Lazların” denmesi. Kitabın diğer bölümlerinde de bu kavramlar birbiri yerine çok sık kullanılıyor. Buradan da anlaşılabileceğine göre Lazlar ve Megreller daha çok yakın bir sürece kadar kendilerine Çan demeye devam etmiştir.

Etnik bir terim olarak Laz kelimesi, ilk olarak Plinius’un “Naturalis Historia” adlı eserinde geçmekte olup, Procopius’un da belirttiği gibi “Lazlık” birden fazla Kolhis kabilesi tarafından zamanla benimsenmiş bir isim olmalıdır.

Evliya Çelebi (1640 yılında), Lazları bir Doğu Kafkas kavmi olan Lezgilerle isim benzerliğinden dolayı karıştırmıştır.V. Minorsky, Çan kelimesinin Yunanca Sannoi/Tzannoi kelimeleriyle aynı şeyi ifade etiğini (ISLM Laz), Procopius ise Tzani veya Kolhian olarak bilinen halkın artık Lazi olarak adlandırıldığından bahsetmiştir. Burada bahsedilen Kolkhian ve Lazi bugünkü hem Lazları hem de Megrelleri kapsar. Tarihte Laz olarak ilk anılan toplumda bugünkü Megrellerdir. Megrellerin bugunü isimlendirilmeleri M.S 15yy sonrası kurulan Mergelia (Samergelio) Prensliğinden gelir yani etnik değil yer adından gelir. Daha oncesi tarihte Laz ve Megrel diye 2 ayrı halk yoktur sadece Çanlar yani Lazlar olarak vardilar.

W..E.D Allen ve N. Marr ise başka bir Kolhis kabilesi olan Svanların, Gürcüce Çaneti olan Laz Bölgesi’ne Lazan adını verdiklerini, bu adın La (bölgesel ön takı) + Zan (Lazların eski adı: Tzan, Tsan, Çan) etimolojisine sahip olduğunu belirtmektedir.

Strabon’un, Lazların ataları olan Kolhi (κολχοί) ve o halkın yaşadığı coğrafyanın adı olan Kolheti (κολχίς) kelimelerini eş anlamda kullanması tesadüf olmayabilir. Tzani/Çani (Τζάνοι) kelimeleri ise Lazilerin (Λαζούς), Yunan ve Gürcü kaynaklarında geçen diğer adı olup, Bizans Kültürüne adapte olmuş Lazları ifade etmek için de kullanılmıştır.

Bu da tarihte Trabzon’da yaşayan Tzani/Tzannoi ve Tsani/Tsannoi olarak adlandırılan halkın bir Kolhis kavmi olduğunu ve Kolhis’in M.S. 3. yüztıldan sonraki mirasçısı olan Lazikalı Lazların bölgedeki versiyonu olduğu ispatlamaktadır.Nitekim bugün Gürcülerin Lazlara Çani, Ermenilerin de “Çen” demesi bunu ispatlamaktadır.