Artvin Çoruh Üniversitesi Araştırmalarına Devam Ediyor

0
611

ARTVİN – Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi öğretim elemanları tarafından hayata geçirilen “Antalya ve Mersin Yöresi Saf Kızılcam Meşcerelerinde Hasılat Araştırmaları” adlı projenin uygulama ve arazi çalışmaları tamamlandı.

Antalya ve Mersin yöresinde kızılcam meşcerelerinin “toprak üstü biyokütle miktarını ve karbon depolama kapasitesini belirlemek, yetiştirme ortamı verim gücünü saptamak” gibi amaçlarla uygulamaya konulan projeye TÜBİTAK tarafından proje desteği sağlandı.

Proje Yürütücüsü Yrd. Doç. Dr. Aydın Kahriman değerlendirme aşamasına gelinen proje hakkında özetle şu bilgilere yer verdi: “

Ormanların Geleceği İçin Büyüme Modellerinin Belirlenmesi Önemlidir

Orman ürünlerine duyulan ihtiyaç ve bu ihtiyacın, geliştirilen pek çok teknolojik ürüne karşın artarak devam etmesi, ormanların modern planlarla işletilmesini zorunlu hale getirmiştir. Artım ve büyüme olaylarının çok iyi kavranması ve işletme amacını gerçekleştirecek şekilde denetimi sözü edilen nitelikteki planların düzenlenmesinde temel koşullardan biridir.

Ormanların planlanmasındaki amaç; orman değerlerinin sürdürülebilirliğini bozmadan aktüel orman kuruluşunu, optimal orman kuruluşuna yaklaştırmaktır. Bu ölçüde bir orman kuruluşunun optimal durumu da, o ormanı oluşturan ağaç bileşenlerinin büyüme ve artım miktarlarının en doğru şekilde hesaplanmasıyla ortaya konmaktadır.

Büyüme modelleri ormanların planlanmasında kullanılan en önemli araçlardan birisidir. Çünkü büyüme modellerini geliştirmeden, meşçerelerin gelecekte hangi yapıda olacaklarım, artım miktarlarının ne kadar olacağını, uygulanacak silvikültürel müdahalelerin artım ve büyüme üzerindeki etkilerinin yönü ve derecesinin belirlenmesi, ayrıca planlama seçeneklerinin oluşturulması mümkün değildir. Özellikle karar verme sürecinde alternatifler oluşturulurken, uygulanacak müdahaleler karşısında ormanın zamana göre projeksiyonun yapılması, servet ve artımının zamana göre hesaplanması ve dolayısıyla optimale karar verilmesi ancak meşcere büyümesinin modellenmesiyle mümkündür.

Diğer taraftan, asli ağaç türlerimizin hemen hemen hepsi için yöresel ağaç hacim tabloları bulunmakta ve Orman Amenajman Planlarında servet ve artım hesabı için bu tablolardan yararlanılmaktadır. Bir ağacın hacim ve artımı; ağacın türüne, çapına, boyuna ve yaşına göre değişmektedir. Ayrıca, ağaçların çap ve boy artımı da yetişme ortamı verim gücüne (bonitet) bağlı olarak da farklılık arz etmektedir. Son gelişmeler ışığında, meşcere tipleri tanımlamasının yetişme ortamı verim gücüne (bonitete) dayalı olarak yapılması / güncellenmesi söz konusudur. Bu durumda, ağaç türlerimiz için mevcut olan ağaç hacim tablolarının da güncellenmesi ve hatta pratik olması açısından yetişme ortamı verim gücüne dayalı ağaç hacim tablolarının oluşturması gerekecektir. Bu sebeple, ülkemizde en geniş yayılış alanına sahip ve ekonomik değeri yüksek olan Kızılcamda bu eksikliğin giderilmesi amaçlanmaktadır.

Ayrıca, günümüzde odun ve odun kökenli ürünlerin öneminin giderek artması ağaçlardan elde edilecek ürün çeşitlerinin doğru bir şekilde saptanmasını gerektirmektedir. Bu bağlamda ürün çeşitlerinin bilinmesi, ormanlarımızda yapılacak olan planlara katkıda bulunacağı gibi Orman Amenajman planlarının ekonomik planlamaya geçmesinde önemli bir eksikliği de kapatmış olacaktır. Özellikle, parasal değerleri ve kullanım yerleri birbirinden önemli derecede farklı olan bu ürünlerin, tek ağaç ve hektardaki dağılımlarının önceden bilinmesi ile birbirinin yerine konulmasından doğabilecek önemli zararlar önlenebilecektir.

Bunların yanında; Rio sözleşmesi, Helsinki ve Yakın Doğu Süreci kapsamında hesaplamakla yükümlü olduğumuz, ormanların karbon birikimi ve oksijen üretim kapasitesi de hesaplanacaktır. 1992 Rio Konferansı belgelerinden “İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi” 24 Mayıs 2004 itibariyle ülkemiz tarafından kabul edilmiştir. Ormanların karbon depolaması, dünyayı tehdit eden ciddi çevresel problemlerden biri olan küresel ısınmaya karşı alınabilecek en önemli önlemlerden biridir. Havadaki C02’in organik madde haline dönüşmesi, bitkilerin yaprak miktarına bağlıdır. Ormanlar diğer bitki topluluklarına göre en fazla yaprak miktarına sahip olduklarından meralara ve tarımsal bitki topluluklarına oranla daha fazla C02 tüketmektedir. Bu nedenle küresel ısınmanın önlenebilmesinde en büyük faktör olarak ormanlarımız öne çıkmaktadır.

Ülkemizde odunsu biyokütlenin zaman içerisindeki kullanımına kısaca bakacak olursak; 1800’lü yıların başında üretilen ve kullanılan enerjinin neredeyse tamamına yakını odundan elde edilmiştir. 1925-1937 yıllan arasında enerjinin %60’ı odundan karşılanmıştır. Dünyada teknolojik ilerlemeler ve üretim tekniklerinin artması ile 1900’lü yıllarda enerji üretimi için petrol kullanılmaya başlanmıştır. 1950’lerde kömürle çalışan termik ve hidroelektrik santrallerinin devreye girmesi ile 1970’lerde enerji üretimine odunun payı %30’a gerilemiştir. 1980 li yıllara gelindiğinde odunun im enerji kaynaklan içindeki yeri %14’e gerilemiştir. 1990’lı yıllarda doğalgazın büyük şehirlerde kullanılması ve boru hatlarının yaygınlaşması ile odunun payı 2007 yılın-a %5′ e düşmüştür.

Önemi bu kadar açık olduğu halde bu zamana kadar önemsenmeyen biokütleyle teknoloji çağında neden ilgileniyoruz? Çevresel ve ekonomik endişeler bu eski kaynağı sürdürülebilir bir topluluk için potansiyel yenilenebilir bir kaynak sapmaktadır. Biokütle, yeniletebilir olmasının yarımda, çevre açısından değerlendirildiğinde de diğer enerji kaynaklarına oranla daha az çevre sorununa neden ol-maktadır. Biokütleden elde edilen enerji kullanımında, fosil yakıtlara oranla %75 daha az CO2 eklemekledir. Diğer yandan Türkiye’nin arsal bölgelerinde en önemli ener-i kaynağının da biokütle olduğu göz ardı edilmemelidir.

Projenin Amaçlan

Antalya ve Mersin yöresi aynı yaşlı ve saf Kızılcam meşcereleri için;

artım ve büyüme modelleri geliştirmek, yetişme ortamı verim gücünü (boniteti) saptamak, tek ve çift girişli ağaç hacim tabloları oluşturmak, ürün çeşidi oranlarını saptamak ve göğüs çapı ve ağaç boyuna bağlı olarak ürün çeşitlerini modellemek ve tablolaştırmak, toprak üstü biyokütle miktarını belirlemek, karbon depolama kapasitesini belirlemek, hesaplanan karbon depolama kapasiteleri yardımıyla toplam oksijen üretim kapasitesini hesaplamaktır.

Kızılçam

Projenin Özgün Değeri

Çift girişli ağaç hacim tablolarının tek girişli olanlara göre doğruya daha yakın sonuç verdiği bilinmektedir. Ancak gerek planlama gerekse uygulama aşamasında orman işletmeleri daha pratik olması açısından tek girişli ağaç hacim tablolarını kullanmak-tadırlar. Yalnız ağaç çapına göre hacmi veren tek girişli ağaç hacim tabloları yetişme şekli ne olursa olsun aynı çapa sahip ağaçların aynı hacim değerinde olacağı ilkesine göre yapılmaktadır. Oysa bilinmektedir ki farklı yetişme ortamlarındaki aynı çapa sahip ağaçlar hiçbir zaman aynı hacme sahip olamazlar. Bu durumda tek girişli ağaç hacim tablolarının kullanılmasından dolayı belirli bir oranda hata yapılmaktadır. İşte bu hatayı en aza indirmek için farklı yetişme ortamlarındaki ağaçlar için farklı tablolar düzenlenmesi gerekmektedir. Yapılacak olan bu çalışmada da; Antalya ve Mersin yörelerinde aynı yaşlı ve saf Kızılcam meşcerelerine ilişkin oluşturulması düşünülen bonitete dayalı ağaç hacim tabloları bu eksikliği gidermiş olacaktır.

Ayrıca düzenlenecek olan bonitet endeks tablosu da; yeni bir yaklaşım uygulanmak suretiyle, yani cebirsel fark yaklaşımına dayanan polimorfik yöntem yardımıyla yapılacaktır.

Bunun yanı sıra, kızılcam için, şimdiye kadar bu derece kapsamlı bir biokütle ve net oksijen üretimi araştırması yapılmadığı gibi, Antalya ve Mersin yöresindeki aynı yaşlı ve saf Kızılcam ormanlarının depoladığı toplam karbon ve yıllık karbon miktarları da ortaya konmuş olacaktır.

Çalışma Alanı

Orman Genel Müdürlüğünün 2012 yılı orman envanterine göre ülkemizin toplam ormanlık alanı 2.167.8134 ha olup (ülke yüzölçümünün % 27,6’sı), bu alanın 5854673 ha’lık kısmında Kızılcam yayılış göstermektedir (Şekil 1). Kızılcamın yayılış gösterdiği alanların 3.207.914 ha’lık kısmı (% 55) normal koru ve geriye kalan 2.646.759 ha’lık kısmı (% 45) ise bozuk orman vasfındadır. Antalya, yaklaşık 1.1 milyon ha genel orman alanı ile en çok ormana sahip il vasfındadır. Antalya ilindeki (Antalya Orman Bölge Müdürlüğü) ormanlık alanın 430.279,1 ha’lık alanını Kızılcam meşcereleri oluşturmaktadır. Mersin ilinin (Mersin Orman Bölge Müdürlüğü) ormanlık alanı 820.026,9 ha olup bu alanın 357.352,2 ha’lık alanını Kızılcam meşcereleri oluşturmaktadır.”